Mehmet Karaca'ya sorulmayanları sorduk söylenmeyenleri öğrendik

İTÜ24 olarak Rektör Prof. Dr. Mehmet Karaca ile konuştuk.Sorulmayanları sorduk,söylenmeyenleri öğrendik.İşte merak ettiklerimiz ve cevapları.

Röportaj: Gökçe Sezgin, Özlem Kahvecioğlu

 

Yeşil Kampüs

İTÜ24: Son zamanların İTÜ’deki en önemli gündem maddesi Yeşil Kampüs projesi ile başlayalım. Kampüs hayatındaki tüm değişiklikler Yeşil Kampüs’e bağlanıyor ancak öğrenci tarafından “biz beton dışında bir şey görmüyoruz” denilerek içi boş bir proje olduğu eleştirileri yoğun olarak yapılıyor. Yeşil Kampüs deyince ne anlamalı öğrenciler? Nasıl bir çerçeve çizebiliriz?

Rektör Prof. Dr. Mehmet KARACA: Yeşil Kampüs temel bir felsefeyi ifade ediyor aslında. Yönetimin, idari personelin, en domine grup olan öğrencinin paydaş olduğu bir felsefe. Yeşil Kampüs kurgusunu 2 tane ağaç dikmekle kısıtlamamak lazım. Araç trafiği açısından mümkün olduğunca karbondan arındırılmış, sigara içme yerleri ayrılarak kötü alışkanlıklardan arındırılmış, daha çok bisikletli ulaşımın sağlandığı, sporun yaşam kültürü haline geldiği bir kampüsü ifade ediyor proje. 

İTÜ24: Daha kısa vadede daha somut ne görebileceğiz bu konuda peki?

M.KARACA: Göze hitap etmeyen hiçbir şey gönüle de hitap etmiyor. Bakın bitkilendirme var müthiş bir şekilde. Daha çok ışıklandırabiliyoruz artık kampüsü. Mesela 1773 Kapı’ya doğru giden yol mükemmel oldu. Şimdi tüm otopark sorununu da çözdüğümüz zaman yapılan bisiklet yolları da birbirine bağlanmış olacak bir anda. Bununla birlikte bisiklet evimiz açılacak. Engelsiz kampüs kurgusu da yeşil kampüs kurgusunun bir parçası. Hendek atlar gibi kaldırımlarımız vardı. Onları da büyük oranda çözdük.

İTÜ24: Bisikletle ulaşımın üzerinde duruyoruz yoğun olarak ancak yapılan bisiklet ve yürüyüş yollarına rağmen köpeklerin saldırgan tavırları nedeniyle öğrenciler bunları kullanamıyor. Öğrencilerin bu yapılan yerleri güvenli olarak kullanabilmeleri için neler göreceğiz?

M.KARACA: Ben de bir hayvanseverim ancak bu köpeklerin de güvenlik çerçevesinde farklı bir kurguda yaşamlarını sürdürmesi gerekiyor. Etiler yolunun oraya yeni bir tel örgü yapıldı. Onun arkasına alınması söz konusu şimdi köpeklerin. Kampüs dışına atılması gibi bir şey söz konusu değil kesinlikle. O tel örgünün oraya alınması, günlük ihtiyaç ve bakımlarının orada giderilmesi planlanıyor.

İTÜ24: Böyle bir durumda dışarıdan gelen yeni köpeklerin boş kalan kampüse yerleşmemeleri için elektronik bir uzaklaştırma sistemi mi yapılacak peki?

M.KARACA: Bu da bir çözüm ama şimdilik bu yönde bir karar yok. Hayvanların da rahatsız olmayacağı en makul yolu bulmalıyız. İçerde bir çözüm bulmak lazım. Mesela bir köpek vardı çok sevdiğim: ismi Çarşı. Bazı arkadaşlar onu alıp Elektrik-Elektronik Fakültesi’nin arkasındaki bir alana koydular. Şimdi hayvan korunaklı bir yerde çok nefis bir hayat yaşıyor. Böyle çözümler üretmeliyiz.

 

Otopark Konusu

İTÜ24: Yeşil Kampüs ile ilgili bir diğer önemli başlık otopark konusu. Araçla ulaşım konusundan zam yaparak caydırma politikası ne kadar doğru bir politika sizce?

M.KARACA: Bence doğru bir politika. Aslında zam da değil orada olan. İstanbul genelinde parklanmanın bedeli bu. Fiyatın o noktaya çekilmesi söz konusu. 

İTÜ24: Bedeli bu demişken şöyle düşünelim: bir öğrenci ders almak için üniversiteye geldiğinde çıkarken 14 TL - 18 TL gibi ücretler ödüyorsa bu eder çok değil mi?

M.KARACA: Öğrenci konseyi de gördü bunu: Bunu düzenleyen bir komisyon var. Bu fiyat kararını ben tek başıma vermiyorum. Komisyonda da belli bir süzgeçten geçerek karar veriliyor.

İTÜ24: İkinciye yeniden bir fiyat düzenlemesi yapıldığına göre süzgeçten her zaman doğru geçmeyebiliyor?

M.KARACA: Süzgeçten yanlış geçmiş diye yorumlamak yanlış olur. Ben de destekledim açıkçası. Çünkü şehrin hiçbir yerinde parklanma bedava değil.

İTÜ24: Peki o zaman idari-akademik personele neden bedava? Öğrencilerle arasındaki sınıf farkını neden yaratıyoruz? Hocaların neden ayrı park yeri var?

M.KARACA: Bu dünyanın her yerinde aynıdır. Hocalar her zaman binanın yakınına park ederler. Bir öğrenci derse girmediği zaman çok da büyük bir problem olmaz. Ama bir hoca derse girmediği zaman en az 50-100 kişi mağdur olur. Sıkıntı oradan kaynaklanıyor.

İTÜ24: Öğrenciye bakış açısında bir sıkıntı olmuyor mu o zaman? Dışarıdan gelen sokaktan geçen herhangi biri İTÜ öğrencisiyle aynı kefeye koyulmuş oluyor.

M.KARACA: Dışarıdan gelenleri zaten almamaya çalışıyoruz. Ben onları buraya sokmamaya çalışıyorum. Bir işi olan ancak buraya gelmeli. Etiket sisteminin tamamlanması ile zaten bu araçların park etmesi tamamen yasaklanacak. Etiketlerin amaçları zaten bu yabancı araçların para verse de park yapmamasını sağlamak. Buranın sahipleri öğrenciler, idari personel ve akademik personel. İTÜ’ye etkinlik, kongre, sempozyum gibi önemli şeyler için gelmişse de indirimli kullanarak 5 tl ödeyecek.

İTÜ24: Söylediğiniz cümlede öğrenci önemli bir şey için gelmiş olmuyor mu o zaman?

M:KARACA: Madem o  kadar ucuz olması gerekiyor belediyenin yerlerine park etsin. Zincirlikuyu veya Hacıosman İSPARK’a parketsin sonra metro ile gelsin kampüse. Daha da ucuza gelir...

 

İTÜFEST

İTÜ24: İTÜFest hazırlıkları ne durumda? Öğrenciler mi düzenleyecek? 

M:KARACA: Ciddi bir hazırlık var. Yine öğrenciler düzenleyecek bu sene. Bana zaman zaman brief veriyorlar. Sürpriz bir yabancı sanatçı olabilir. Geçen sene komple öğrenci değildi zaten. Şirketle ortaklaşa götürüldü süreç. Yanlış olan tüm sorunlar şirket tarafından çıktı. Bu sene komple öğrenci kontrolünde olacak o yüzden. Geçen sene bazı fiyatlar çok uçuktu, Tarkan biletleri kombine dahilinde satılamadı. Hiç hoşuma gitmeyen şeyler oldu yani. Bu sene daha sorunsuz ve güzel bir festival olacak.

 

İTÜ İnşaatları

İTÜ24: Spesifik olarak o inşaat bu inşaat demeyelim de, kampüsün her noktasında bir yenilenme, bir inşaat var. Ne zaman kurtulacağız?

M.KARACA: Bakın 34 senelik problemleri kökünden çözdük bu dönemde. Teknik Üniversite hiç bir zaman bu kadar para bulamamıştır bu işler için. 1981’de İTÜ’ye asistan olarak geldim, 23 yıldır buradayım. Alt yapı, üst yapı çalışmalarıyla bu kadar düzgün inşaat kurgusu hiç olmadı. Bu kadar şikayetle biraz haksızlık ediyorlar bence. Çünkü çok düzenli inşaat süreçleri yürütüyoruz. Benim istediğim; yola moloz dökmesinler, çamur atmasınlar inşaatları yaparken.

Kimya Bölümü Ek Bina (Yanmayan Bina) mesela. Bir sıkıntı olmadan devam ediyor. İnşaatın sürdüğü bile fark edilmiyor neredeyse. Şimdi Çevre Mühendisliği binasının temeli atıldı. Ama bunlarla bitmiyor çünkü çoğu binamız sıkıntılı, çok kötü halde binalarımız var. Hakikaten bu binalar Teknik Üniversite’ye layık binalar değil. Teknik Üniversite Taşkışla, Maçka gibi binalara layık. Eğitim binalarının düzgün olması lazım. Merkezi Derslik binası yapıldı geçmiş dönemde havalandırma sistemi hiç düşünülmeden. Bu dönemde 1,5 milyon TL harcayarak o binanın klima sistemini yapmak durumunda kaldık. Büyük kaynak ihtiyacı olan harcamalar bunlar.

İTÜ24: Geçmiş rektör hocalarımızla röportaj yaptığımızda da hep ana konu inşaatlar oldu. Acaba hiç inşaat konuşmak zorunda kalmadığımız ilk röportajı sizle yapabilecek miyiz?

M.KARACA: Bunu garanti edemem. Dünya üniversitelerine de baktığımızda kampüslerde sürekli bir inşaat var. Ya kaldırım düzenliyor, ya minik bir düzeltme yapılıyor, ya yeni binalarla şartlar iyileştiriliyor.

İTÜ24: Ancak Ayazağa Kampüsü’nde düzeltmeler değil de hala ana problemlerimiz var. Kültür Sanat Birliği binası neredeyse kullanılamaz durumda, öğrenci kulüpleri Oditoryum’a misafir çağırmaya utanıyor. Geçtiğimiz röportajda eski kütüphane (MED’in arkasındaki camlı bina), KSB Binası ve Fen-Edebiyat Fakültesi Y amfilerinin yıkılacağını ve yerine dev bir öğrenci merkeziyle birlikte Yabancı Diller Yüksekokulu yapılacağını konuşmuştuk. Bu konuda henüz bir gelişme göremedik?

M.KARACA: O konuda amfi sıkıntısından dolayı kilitlendik. Y amfileri gerçekten çok büyük bir yükü taşıyorlar kapasite olarak. İTÜ bundan 10 yıl önce 12-13 bin lisans öğrencisine sahipken bugün bu sayı 23 binlerin üzerinde. Geçmiş dönemlerde yaşanan bu büyük kontenjan artışlarından dolayı derslik sıkıntısı yaşıyoruz. Gölet Derslik Binasını (MED2) hizmete açtık bir nebze rahatlatalım diye. Ancak en kısa sürede buna bir çözüm bulacağız.

İTÜ24: Yeni projeler göreceğiz bu anlamda o zaman?

M.KARACA: Teknik Üniversite ataleti olan bir yer maalesef. Sadece sloganlarla olmaz. Şu anda öyle bir stratejik plan hazırlıyoruz ki rafta kalmayacak, uygulanacak, elle tutulabilir, çizilebilir. Hiç doğru düzgün planlı bina kurgusu yok, bugüne kadar yapılmış. Bakın dünya üniversitelerine; bir yerde eğitim binaları kümelenir, bir yerde spor binaları kümelenir, bir yerde yurtlar kümelenir. Bizde spor salonu var altında Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi var, solunda yemekhane var. Bunu yaparak aslında Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi diğer bölümlerle birlikte bir şeyler yapmasın demiş oluyorsunuz. Ama bir Elektrik-Elektronik Fakültesi’nin yanında olsa, Kimya-Metalurji Fakültesi’nin yanında olsa bu kadrolar birbirini daha sık görseler, daha fazla kaynaşsalar çok daha üretken bir atmosfer olur.

İTÜ24: Nihat hocaya (Prof. Dr. Nihat Berker) teşekkür etmemiz lazım o konuda. Havuz dersleri sistemini İTÜ’ye kazandırarak dediğiniz disiplinler arası çalışma için atmosferi oluşturduğu için.

M. KARACA: Kesinlikle... Daha faza kaynaşma olması şart. O atmosfer, o iklim, o ortam üniversiteyi üniversite yapan bunlardır; kulüplerdir, beraber çalışma kültürüdür, beraber iş yapma kültürüdür. Maalesef kampüs kurgulanırken çok vahim hatalar yapılmış. Biz de hala bunları düzeltmekle uğraşmak durumundayız.

İTÜ24: Daha somut olarak konuşursak öncelikli olarak neler göreceğiz?

M.KARACA: İki önceliğim var. Bir tanesi az önce bahsettiğimiz Öğrenci Merkezi-Yabancı Diller Yüksekokulu. İçinde 2 tane 1500 kişilik salonuyla dev bir merkez. Diğeri de kütüphane ek binası. Bunların ikisi benim için en öncelikliler. Diğerleri ikincil... Bunları en kısa sürede başlatmak zorundayız.

 

Yemek Yerleri ve Yemekhane Sorunları

İTÜ24: Geçtiğimiz röportajda AVM’nin kapatılmasının ardından kampüste temizlik ve kalite açısından yemek standartlarını yükseltmeyi hedeflediğinizi konuşmuştuk. Bu anlamda önemli markaları kampüste görecektik. Dediğiniz oldu daha bilindik markalar İTÜ’de kendine yer buldular ancak öğrenci tepki ve eleştirilerini göz önünde bulundurursak kalite gerçekten eskisinden daha kötü durumda. Ne yapmalıyız?

M.KARACA: Bu konuyla ilgili 2 tane komisyon çalışıyor. Kampüse girecek markaları denetleyen komisyon ve mutfakları denetleyen bir komisyon. Öğrenciler karşılaştıkları sorunları sadece sosyal medyada paylaşmasınlar mutlaka bizimle ve bu komisyonlarla da paylaşsınlar. Şikâyetler çerçevesinde çok sıkı şekilde denetleniyorlar ve denetlenecekler. Sürpriz baskınlar, mutfak denetimleri önemli. Ama en önemli nokta öğrencilerin şikâyetleri doğru noktalara iletmesi.

İTÜ24: Yemekhane ile ilgili şikayetler de artmış durumda. Porsiyonların küçültüldüğü, etli yemek denen yemeklerden et dahi çıkmaması, 1 saat sonra yemekteki birçok çeşidin tükenmesi gibi sorunlar. Bunlardan bahsedelim. Mesela porsiyonların küçülmesi bir gizli zam mı?

M.KARACA: Kesinlikle değil. Bu konudaki şikayetler üzerine biz de harekete geçtik. Herkesin cüssesi herkesin yemek ihtiyacı bir değil, kimisi yarım tabak yer kimisi daha çok yer. Gerekli uyarıları yaptık çalışanlara öğrenci istesin, tabağını istediği kadar doldurtsun. Bu sorunu kesinlikle çözüyoruz. Ayrıca ben ilgili daire başkanına talimat verdim, eğer öğrenci bir porsiyon daha yemek istiyorsa bundan kısmayın verin dedim. Biliyorum ki daire başkanı da ilgili kişilere talimatları verdi. Fakat bazen uygulayan kişiler bunları göz ardı edebiliyor. Öğrencilerimiz bu tür şikayetlerini ilgili birimlerle paylaşabilirler.

 

Röportajımızın 2.kısmında yurt sorunu ve mezuniyet törenini konuştuk.Mezunlarla ilişkileri ve İTÜ'ye cami meselesinin tüm detaylarını Mehmet Karaca'dan öğreneceğiniz 2.kısım için tıklayın.

 

 

İTÜ'de nevruz ateşi yakıldı İTÜVISION başlıyor

Gereğinin yapılmasını arz ederiz: Vadi Yurdu öğrencileri arasında dilekçe toplanıyor

İTÜ'den yeni seri üretim projesi: Fahri Doktora

Taşkışla kulüp konteynerlerine hırsız girdi

Acil durum: nerede ders çalışacağız?

Altan Edige Kız Öğrenci Yurdu'nda asansör krizi