YÖK Başkanı Çetinsaya: Öğrencilik süresi için alınmış bir karar yok

YÖK Başkanı Prof. Dr. Çetinsaya, hükümetin harçların kaldırılması kararından sonra öğrencilik süreleri konusunda bir boşluk doğduğunu, bu sorunun giderilmesi gerektiğini ifade ederek, “Birtakım çalışmalar yapılıyor ama henüz nihai bir aşamaya gelinmedi, alınmış bir karar yok” dedi.

Başkan Çetinsaya, TOBB’da düzenlenen “TOBB Yükseköğretim Meclisi Toplantısı”nın açılışında yaptığı konuşmada, 6111 sayılı yasanın 44’üncü maddesi etrafında basında çıkan bazı haberlere açıklama getirmek istediğini ifade etti.

İlgili maddeyle öğrencilik süresine ilişkin düzenleme yapıldığını hatırlatan Çetinsaya, göreve geldiği 2012 yılı başından itibaren hem vakıf hem de devlet üniversiteleriyle çeşitli çalışmalar yürüttüklerini belirtti. Bölge toplantıları düzenlediklerini, üniversite ziyaretleri yaptıklarını, öğretim üyeleri, öğrenciler, dekanlar ve enstitü müdürleriyle biraraya geldiklerini anlatan Çetinsaya, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bütün bu toplantılarda ortaya çıkan meseleleri de biz ayrı ayrı masaya yatırıp, tabii ki tartışıyoruz. Öğrenciliğin sonlandırılamaması konusu da birçok açıdan bu beyin fırtınaları ve tartışmalarda önümüze gelen meselelerden bir tanesi. Bunda dile getirilen konulardan bir tanesi de 6111 sayılı yasanın 44’üncü maddesinin ilk halinde öğrencilik süreleri mali esaslarla düzenlenmişti. Fakat Hükümetimizin harçların kaldırılması kararından sonra bu konuda bir boşluk doğdu. Dolayısıyla bu boşluğun doldurulmasına yönelik bir çalışma yapılması gerekiyor. Aynı şekilde mali esaslar ortadan kalkınca bu harçların kaldırılması kararıyla birlikte üniversitelerimizin planlama yapamama durumları ortaya çıktı. Yine buna yönelik bir çalışma, bir tartışma yürütülüyor.”

Komisyonlarda ön çalışmalar yapılıyor

Çetinsaya, bu konuda özellikle fen bilimleri ve sosyal bilimler enstitülerinde önemli sorunlar yaşandığını ifade ederek, şunları söyledi:
“Özellikle yüksek lisans ve doktora eğitimlerinde öğrenciliğin bitmemesi giderek öğretim üyeleri ve enstitüler üzerindeki tez yüklerini artırıyor ve sağlıklı bir lisans üstü eğitim yapılması önünde birtakım sorunlar oluşturabiliyor. Bu aşağı yukarı, bütün enstitülerle yaptığımız toplantılarda ortaya çıkan bir konu.

Aynı şekilde birçok üniversitemizde şöyle bir sorunla karşılaşmaya başladık. Üniversitenin kağıt üzerinde 71 bin öğrencisi var ama o sene 51 bin öğrenci ders seçiyor. Bunun tabii üniversitelerin, sınıf planlamalarından ders planlamalarına, öğretim üyesi planlamalarına kadar çok boyutta sorunla karşılaşmalarına sebep oluyor. Aynı şekilde öğrenci motivasyonunun kaybolduğu, öğrencilerin ‘nasıl olsa bir gün mezun olurum’ motivasyonuyla veya gerekçesiyle öğrenciliklerini uzatma eğilimine girdiği, bunun da sosyal ve toplumsal birçok bakımdan sorunlara yol açabileceği konusunda bizlere ulaşmış çeşitli öneriler ve talepler bulunuyor.

Aynı şekilde son bir faktör de istatistik meselesi. Uluslararası kuruluşlarda özellikle istatistiklerimiz tartışılmaya başlandı, bu gerçek öğrenci sayıları dolayısıyla. Çünkü özellikle açıköğretim başta olmak üzere aktif ve pasif öğrencilerin analiz edilmesinde uluslararası ve ulusal istatistiklerde yer almalarında bir netliğe kavuşmamız gerekiyor.
Bütün bu gerekçeler doğrudur. Ön fikirler olarak birtakım komisyonlarda ön çalışmalar yapılıyor ama henüz nihai bir aşamaya gelinmedi, bir karar yok. Şu anda düşünce safhasında, komisyonlarda ön çalışma safhasında ilerliyor.”

Yeni sınav sisteminde yeni projeler tartışılıyor

Prof. Dr. Çetinsaya, yeni sınav sistemi tartışmalarına da değinerek, Bilim, Teknoloji ve Yüksek Kurulunda (BTYK) geçen yıl alınan “2014 yılı sonuna kadar yükseköğretim giriş sisteminde yeni çalışmalar yapılması” kararını hatırlattı. Çetinsaya, karar doğrultusunda toplumdan, öğrencilerden ve üniversitelerden gelen eleştiriler ve çözüm önerileri üzerinde çalışmalar yapıldığını ifade etti.

Bu konuda dünyada farklı modeller olduğunu, Türkiye’de çeşitli sorunlara çözüm olarak önerilmiş farklı projelerin ayrı ayrı tartışıldığını belirten Çetinsaya, bunlar arasında öğrencilerin stresini azaltmak için sınavın yılda bir kaç kere yapılması, test yerine bazı açık uçlu sorulara yer verilmesi, sınavların dijital ortamda yapılması, öğrencilerin spor ve kültür faaliyetlerinin, topluma hizmet yahut sosyal sorumluluk projelerinin nihai puanlarına katkı sağlaması gibi fikirlerin bulunduğunu söyledi. Tüm bu alternatiflerin uzmanlarca değerlendirilip, tartışıldığını anlatan Çetinsaya, “Ama şunu açıklıkla ifade etmek isterim ki şu ana kadar henüz somutlaşmış, bilimsel altyapısı oluşturulmuş, karar düzeyine yahut politika düzeyine getirilmiş bir model yahut karar yok. Tabii ki BTYK kararı herkes için belirleyici. Bu konudaki çalışmalar devam ediyor” dedi.

Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya, yükseköğretim sisteminin önünde niteliksel büyümeyi yakalayabilmek, nitelikli öğretim üyesi yetiştirebilmek ve uluslararasılaşmak olmak üzere üç büyük hedefin bulunduğunu anlattı. Yükseköğretim sisteminin en azından gelecek 10 yılda şimdi büyüdüğü kadar daha büyümeye devam edeceğini ifade eden Çetinsaya, yükseköğretim sisteminin yeniden yapılandırılması, finansman, kalite ve uluslararasılaşma konularının gündemlerinde olduğunu söyledi. Bu konuda da vakıf üniversitelerinin çok önemli bir rol oynacağını vurgulayan Çetinsaya, vakıf üniversitelerinin olumlu bir rekabet alanını teşvik ettiklerini ve birçok devlet üniversitelesinin de kendilerine çeki düzen vererek bu rekabet içinde iyileştirme süreçlerine başlamalarına vesile olduklarını belirtti.

kaynak:hurriyet.com.tr

İTÜ Final Tarihleri Açıklandı Turkcell Superonline Sosyal Medya Ödülleri Sahiplerini Buldu!

İTÜ Maden Mühendisliği Bölümü Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şinasi Eskikaya hayatını kaybetti

İTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Günay Özmen hayatını kaybetti

İşletme Fakültesi sonunda yerleşik hayata geçecek gibi görünüyor

Vadi Yurtları'ndan sonra 3 fakülte daha deprem güçlendirme projesine dahil edildi

Kamuoyuna duyurulur: Depreme karşı Vadi Yurtları Dayanışması