Habercilikte Ciddiyetsizlik Çağı
Geçtiğimiz günlerde ODATV adlı internet sitesi, İTÜ'lü bir öğretim görevlisi hakkında bir iddia yayınladı (bkz. http://www.odatv.com/n.php?n=toki-baskaninin-ogluna-kiyak-0611131200). "TOKİ Başkanı'nın Oğluna Kıyak" başlığıyla verilen haber, tabii ki biz İTÜ24'ün de dikkatini çekti. Ancak haberi incelediğimizde gördük ki tüm haber sadece bir şikayet mektubuna dayanıyordu. Yani haber anlamında ne bir araştırma yapılmış ne de herhangi bir kişiye 'ne oluyor, bu ne arkadaşım' diye sorulmuştu. Gelen bir mektubu kopyala/yapıştır ile sayfaya bas ve yazının üzerine ise çok tıklama alabilecek bir başlık at. Kolay görünüyor. Aynı Milliyet magazin servisi gibi.
Biliyorsunuz ki biz İTÜ24, tamamen İTÜ öğrencilerinden oluşan, hiçbir kurum ve yapıdan destek almayan, hiçbir kurum ve yapıya bağlı olmayan, reklam almayan, kabul etmeyen, bu işi "İTÜ'lü olmak" adına gönüllü olarak yürüten bir oluşumuz. Bir haberde "İTÜ" diyorlarsa biz tam da oradayız işte. Bu ODATV'nin iddiasını da okuduktan sonra konuştuk ve dedik ki: 'Bu işi araştıralım altından ne çıkarsa yayınlayalım; iyi ya da kötü'. Konuyla ilgili iddiası olan diğer araştırma görevlileriyle konuştuk, Burak KARABEL'in hocasıyla konuştuk, Burak KARABEL ile konuştuk. Yani profesyonel bir haber sitesinin yapması gerekip yapmadıklarını biz amatörler yaptık ve elde ettiğimiz tüm sonuçları sizlere İTÜ kamuoyunu aydınlatmak adına http://itu24.com/haber/itulu-arastirma-gorevlisine-iftira-797 bağlantısında sunduk.
Ancak bizim profesyonel ve ciddi bir haber kururumu sanarak yaklaştığımız ODATV bugün, http://www.odatv.com/n.php?n=meger-cok-yorulmus-1212131200 bağlantısıyla büyük bir trajediye imza attı. Ben de bu yazıyı o nedenle yazma ihtiyacı hissettim. Başlık şu: 'ODATV'nin haberi İTÜ'yü karıştırdı açıklamaları güldürdü'. Nereden bakarsak bakalım elimizde kalıyor. Neyse birkaç madde sayalım madem:
1- Bu nasıl bir dilbilgisi? Keşke haber manşetinde kullanılan metni anadili Türkçe olan birine yazdırsaydınız. Biz teknik üniversitelere, mühendis olduğumuz için edebiyatı zayıf derler ya hep; bu kadar kötü bir cümleyi biz bile kuramazdık. 'ODATV'nin haberi İTÜ'yü karıştırdı açıklamaları güldürdü' cümlesinin Türkçe anlamını kendilerinden rica ediyorum ve merakla bekliyorum.
2- Haberinizde itu24.com adını kullanmışsınız ama kullanırken İTÜ24'ün kim olduğunu bile araştırmamışsınız. Haberinizde cevabı İTÜ vermiş gibi davranmışsınız. Keşke sitemize girdiğinizde şöyle bir kurumsal sayfasına baksaydınız. Hadi ona üşendiniz, araştırma yapmadan haber yapmak genel adetiniz; bari sayfanın altındaki 'İTÜ24'ün İTÜ ile resmi bir ilişkisi bulunmamaktadır.' yazısına baksaydınız. Tek cümle ya, zor değil cidden bak!
3- İlk haberiniz bir mektubu sayfaya kopyalayıp yapıştırmaktı ya, şimdiki de bizim haberimizi kopyalayıp yapıştırmak olmuş. Bu yeni bir haber sistemi mi acaba? 'Bize gelen mektubu yayınlayalım. Birileri çıkıp araştırıp haber yapar, biz de o haberi kopyalarız, sonuna da "biz demiştik" yazarız. Böylece haberci oluruz'. İletişim fakültelerinde umarım bunları öğretmiyorlardır. Keşke YAPAMADIĞINIZ haber için bize hakaret edeceğinize bizi referans alarak haber kapsamınızı genişletseydiniz.
4- 'Güldürdü' nasıl bir kelimedir. Eğer siz ciddi bir haber organıysanız nasıl böyle bir kelime kullanıyorsunuz? Bir haber organı hayal edin. Haber yapıyorlar ve gelen cevaplara gülüyorlar, eğleniyorlar. Sizi ne kadar ciddiye alabilir ki böyle bir durumda okuyucularınız. Keşke daha ciddi olsanız. Bakın biz üniversite öğrencisiyiz, burası da amatör bir haber sitesi. Biz gülüp eğleniriz, haberi kampüste parmaklarımız üşüyerek kantinlerde yazarız, oradan gider Taksim'e cebimizdeki son parayla içki içer, muhabbet eder, ısınırız. Ama size ne oluyor?
Sonuç olarak gerçekten üzüldüm. Kişisel olarak da takip ettiğim ve ciddi sandığım bir yayın organının, bir haber portalının bu denli ciddiyetsiz, bu denli desteksiz ve otokontrolden uzak yazılar yazabiliyor olması 'Türkiye'de basın' başlığını kafamda tekrar tekrar sorgulamama neden oldu.
Yine de haberiniz bizi GÜLDÜRMEDİ.