İTÜ Hyperloop ekibi röportajı: Saatte 960km ile tren yolculuğu mümkün mü?

Dünyayı değiştirebilecek bir fikir, iddialı bir proje... Bu fikrin projesini geliştirdiler ve 1200 proje arasından ilk 125'e kaldılar. Ulusal basında da büyük yankı uyandıran İTÜ Sci-X Hyperloop Pod Tasarım ekibinin lideri Göktuğ İSLAMOĞLU ile birlikte samimi bir röportaj gerçekleştirdik. İşte medyadaki çarpıtılmış hallerinden arınmış bir şekilde gerçek Hyperloop!

Röportaj: Busenur ÇAKMAK, Doruk İŞMEN, Sefa KELEŞ

İlk olarak Hyperloop nedir sorusu ile başlayalım. Bu yarışmaya katılma fikrinin nasıl şekillendiğini ve ekibinizin kuruluş sürecinden bahseder misiniz?

Hyperloop meşhur bir girişimci olan, şu anda da Tesla ve Space-X’in sahibi Elon Musk'ın fikri. Aynı zamanda Solar City’nin başkanı olan Musk ilk PayPal ile ön plana çıktı. Kendi fütürist düşünceleri doğrultusunda yenilenebilir enerji ve insanlığın uzaya açılması gerektiğini düşünerek şirket kurdu. Hyperloop da onun fikri. İnsanları tüp içerisinde ulaştırma fikri ilk defa Elon Musk tarafından ortaya atılmıyor ama bu şekilde konseptleştirilmiş bir fikir olarak Elon Musk tarafından ortaya çıkartılıyor. Şu anda da 2 büyük firma var bununla ilgilenen. Hyperloop’u Space-X bir yarışma olarak üniversite öğrencilerine açtı dünya çapında. Biz de ilk başta internet üzerinden duyduk. Sonra İTÜ’de toparlanarak bir ekip oluşturduk ve bu yarışmaya katıldık.

Peki yarışmaya katılma süreciniz nasıldı? Yaşadığınız zorluklar neler oldu?

Açıkçası organizasyon biraz sıkıntılı. Çok memnun değiliz bu durumdan. Bize başta sponsor desteği olduğu zaman otomatik olarak bir sonraki aşamaya geçebileceğimiz garantisi verilmişti. Son dakikada kural değişikliğine gidildi. O bizi bayağı zor durumda bıraktı. Şu anda Space-X’in söylediği şekilde yarışmanın sonraki adımı Competition Weekend’e sonradan dahil olma şansımız var. Ama bunun için aracı inşa etmemiz lazım. Diğer ekiplerin böyle bir şansı yok. Çünkü diğer ekiplerin sponsoru yok. Biz Design Weekend’de, Amerika’da sunum yaptık. Bir sonraki aşamaya katılabilmek için, çalışmaya devam ederek hiçbir şey olmamış gibi kendimiz aracı inşa ediyor olacağız. Diğer ekiplerin bunu yapması biraz zor, hiçbir sponsor da kolay kolay bir olasılığa fon ayırmaz ama bizim Zorlu Holding’le iyi bir ilişkimiz var. Sağ olsunlar kendileri bizi çok destekliyorlar. Dolayısıyla biz devam edeceğiz. İleride yarışmaya katılma imkanımız olursa katılacağız ve yarışmaya devam edeceğiz.

Yarışmaya 1200’den fazla takım katıldı ve Türkiye’yi yarışmanın başından sonuna temsil eden tek takım İTÜ idi. Biraz bu süreci ve eleme sürecini anlatır mısınız?

Sadece biz, İTÜ yani. Başvuran var mı bilmiyorum ama Design Weekend’e kalan tek İTÜ vardı. Başvuran olduğunu da pek zannetmiyorum. Çünkü Türkiye’de pek duyulmadı. Ben de şans eseri bir girişimcilik haber sitesinde denk geldim. Sonra da ekibi toparlayıp devam ettik ve yarışma sürecinde ön elemeleri geçen ilk 125 takım arasına kaldık. Bu süreçte projeler elenirken nelere dikkate edildi biz de bilmiyoruz. İşte sıkıntı da orada. Desing Weekend’in kazananı MIT oldu. Bundan sonraki süreç de Competition Weekend ile devam edecek.

Design Weekend’i anlatır mısınız? Elon Musk orada mıydı? Standınızda baklava dağıtmışsınız diye okuduk :) Ayrıca sponsorunuz Zorlu Holding’in CEO’su Ömer YÜNGÜL de yanınızdaymış.

Elon Musk sürpriz yaparak son dakikada girdi. Son gün hashtag yazdılar "WhereisElon" diye; çünkü herkes Elon'u bekliyor, ABD Ulaştırma Bakanı Anthony Foxx geldi, Elon yok ortada. Elon geldikten sonra  herkes ayakta alkışlıyor, "Elon, Elon!" diye bağırıyorlar. Sonra bir Q&A (Question and Ask) yaptı, herkese soru soruyor. Bende Space-X'ten cevap alamayınca Elon'un kendisine sordum; ''Niye kuralları değiştiriyorsunuz?'' diye. Baya bir alkışlayanlar oldu, şok olanlar da oldu.

Standımızda baklava dağıttık onlar da yediler :) O da ayrı bir mevzu aslında, baklavayı götürdük ve bize söyledikleri şey şuydu;  ''Siz standınızı hazırlayın, standınızın güzeliğine ve sunumuna göre halk oyu yapılacak.'' Hazırlanıyoruz, baklavaları getiriyoruz, lokumları getiriyoruz, Türk işi her şey var. Sonra halk oylaması iptal ediliyor. Bize haber bile verilmedi. Orada güzel sunum yaptık. Oradaki sunum stratejimiz halka oynamaktı. Çünkü diğer ekipler çok dümdüz mühendislik çalışması yaptılar. Halk oyu iptal olduğunda oradan da bir gol yemiş olduk.

Ömer Bey’in orada bulunması bile bizim için çok yararlıydı. O zaman arkanızdaki sponsor desteğinin ciddiyetinin farkında oluyorsunuz. Onlar nasıl bizim için bir markaysa biz de onlar için bir markaydık ve o derece ciddiyetle sahiplendiler. Zorlu Holding Türkiye’nin en büyük firmalarından biri ve Zorlu Holding CEO’sunun gelmesi son derece onur, tekrar teşekkür ediyorum. Arkamızda durdular, ne ihtiyacımız varsa yapıldı. Orada insanlar otele yürüyerek giderken biz arabayla gidiyorduk. 15 kişiydik. Ciddi meblağlar ödendi bunun için. Biz de sahip çıktıkları için çok onure olduk. Bundan sonrası için çalışmalarımıza devam edeceğiz.

Yarışmayı Space-X koordine ediyor ve patronu da Elon Musk. Elon Musk çılgın projeleri olan biri olmasına rağmen niye yatırımcı pozisyonunda değil?

Elon Musk bu durumu şöyle açıklıyor: “3 tane işim var zaten benim. Bununla uğraşamam. Eğer bununla uğraşacak olsaydım 2 senede çıkartırdım bunu.”. Bu olayı yarışma haline getirip sonra da “Ya ben uzaktan bakıyorum olaya.” denmesi. Biz de çok ikna olmuş değiliz bu açıklamaya. Ama resmi kağıt üzerinde ilişkileri yok. Bu projeyi geliştiren 2 tane girişimci firma var: Hyperloop Technologies ve Hyperloop Transportation Technologies. Onlar Hyperloop’un 2018 yılında tamamen hayata geçeceğini söylüyorlar. Halihazırda da Nevada’da test platformları kurdular, deneyler yapıyorlar, tüplerini inşa ediyorlar. Baya hızlı bir gelişme süreci içindeler. Onların kendi destekçileri var.

Bilindiği gibi sponsorunuz Zorlu Holding. Zorlu Holding sponsorunuz olduktan sonra projeye hangi noktalarda yardım etti. Zorlu Holding dışında başka bir sponsor arayışınız devam ediyor mu?

Zorlu Holding ile sponsorluk sözleşmesi imzaladıktan sonra başka bir sponsor arayışı içerisine girmedik. Zorlu Holding Design Weekend’e gidene kadar yol masrafları,konaklama masrafları acil olarak bizim ihtiyaç duyduğumuz şeyleri karşıladı. Şu anda da inşa aşamasında teknik desteğe geçtik. Onların şirketleri ile görüşerek teknik konularda da yardımlarını alıyoruz.

Peki İTÜ size bu konuda ne kadar yardımcı oldu? Yoksa haberleriniz medyada çıktıktan sonra mı destek vermeye başladılar?

Okul gerçekten yardımcı oldu. Biraz daha medyadan sonra oldu; ama şöyle söyleyeyim, rektörümüz Mehmet KARACA ile de konuştum; kendilerinin bu yeni toparlanan yarışma ekiplerine yönelik bir arttırmaya gittikleri bir çalışmaları var. Hepsinden haberdar olmak istiyorlar. Çünkü bu tarz yarışma ekipleri başarılı olsalar da olmasalar da İTÜ'nün prestijine prestij katan şeyler. Biz de baya ciddi reklamını yaptık İTÜ'nün görsel ve yazılı basında... Bunların hepsi İTÜ için artı değerler. Dolayısıyla rektör de bunun farkında; yeni ekiplerden haberdar olmak istiyor. Ara yollarını bulmaya çalışıyorlar; nasıl daha kolay ulaşabiliriz diye. Mesela İTÜ'nün yurtdışına yarışmalara giden, makale sunmaya giden öğrencilere fon sağlayan bir merkezi var. O programa başvuruyorsunuz, ona göre bütçe ayarlıyorlar. Oradan da şu anda bir destek aldık. Ayrıca üniversite “Bu ekip İTÜ ekibidir.” diye bizi desteklediler. Kurum olarak arkamızda durdular. Dolayısıyla çok desteklerini gördük. Çok teşekkür ederiz ekip olarak. Diğer ekiplere söyleyebileceğim şey; aynı şekilde devam etsinler, kendilerini duyurmaya çalışsınlar.

Medya demişken çıkan haberlerle ilgili düzeltmek istediğiniz ya da eklemek istediğiniz bir şey var mı? Medyanın bu olayları abartmasından şikayetçi olduğunuzu duyduk; Competition Weekend'i kazanmışsınız gibi göstermelerine miydi tepkiniz?

Orada çok talihsiz bir ifade oldu. "Finale kaldı." yazdılar. "Finale kaldı” demek bir aşamayı geçmiş, sonraki aşamaya katılma şansı yakalamış olmayı ifade eder. Detayda finale kalmayı Design Weekend’de yarıştılar olarak anlatmışlar. Onu okuyan kişiye finale kaldı dendiğinde aslında bizim Competition Weekend’e kaldığımızı düşünecek. Oradan sonra da onu gören medya bize gelince "Ooo finalde ne yapıyorsunuz gençler?" diye sorunca biz de onları da yalancı çıkarmamak için ekipçe toparlamaya çalıştık, halloldu ama onlar da.

Hyperloop’u incelediğimizde ses hızının geçilmesi hedeflenen bir proje. Sizce bu mümkün mü?

Ses hızında gitmeyi düşünüyorlar. Ama çok kolay değil tabi. Çünkü ses hızında sonik patlamalar oluşuyor. NASA’nın bu konuda hızın yaklaşık olarak 960km/h ‘e düşürülmesi gerektiğini belirttikleri bir çalışması var. Biz NASA’nın o çalışmasını kendimize bir nevi rehber olarak alıyoruz. Çünkü aracın en kesitiyle tüpün en kesitinin birbirine bağlantılı olduğunu ve hızın da buna bağlantılı olduğunu ifade eden çok basit denklemler var. Birlikte değerlendirilmesi gereken parametreler bunlar. Sonuçta bu olayın arkasındaki matematiği de görüyorsun. Dolayısıyla bizce maksimum ulaşılması gereken hız 960km/h. Şu anda diğer ulaşım yöntemlerinden daha hızlı. En fazlası sanırım deneysel olarak Japonların yaptığı hızlı trenin 600km/h’lik hızı. Ama o gerçek değer değil. Burada işletme hızından bahsediliyor. 960 km/h çok iyi bir hız. Gerçekleşeceği düşünülüyor ama bir yapıp görmek lazım. Şu anda herkes atıp tutuyor.

Siz günümüz teknolojisinde bunun uygulanabilirliğini görüyor musunuz? Hazirandaki Competition Weekend’e kadar siz bu projeyi yetiştirebilir misiniz?

Hazirana kadar 960km/h hız mümkün değil. Siz hazirana kadar çalışan bir araç yapsanız iyi. Yani o da anlamadığımız şeylerden biri. 4 aylık bir inşa süresi neye dayanarak veriliyor? Yarışmaya girerken bu  da kabul edilmiş olunuyor. Dediğim gibi orda çalışan bir prototip inşa edebiliyorsanız 4 ayda, bu müthiş bir şey. Diğer yarışma ekipleriyle de konuştuk; onlar da bu şekilde düşünüyor. Minimum 2 sene onların gelişme süreci, 1 sene bile gayet iyi bir süre. 4 ayda bunu başarmak zor. Ama cambazlık yaparak, her türlü yaratıcı yöntemleri kullanarak yetiştirmeye çalışacağız. Biz yapacağımızı düşünüyoruz. Bu yönde de çalışıyoruz. Şu an fonları ayarlıyoruz. Sponsorumuzla konuşuyoruz. Sponsorumuzun desteğiyle bütün teknik altyapıyı kurmaya çalışıyoruz.

Hyperloop’un ekonomik anlamda, hızlı trenden daha makul olduğunu söylüyorsunuz. Sadece iki firmanın bu konuda destek vermesi bize enteresan geldi. Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda?

İki firma var, üniversiteler var. Ama üniversiteler ne şekilde devam eder, bilmiyoruz. Daha sonradan o firmaların arkasına da büyük firmaların gelmeyeceği garanti değil. Şu anda sanki arkası yapılıyor gibi geliyor bana. Zaten bakarsanız Hyperloop Technologies’in destekçilerine, bir tanesi  X-Prize. Xprize, Google’ın böyle çalışmalara verdiği destek fonunun adı. X-Prize’ın destekçilerinden biri de Elon Musk hatta. Dolayısıyla bunun gelişmeyeceği yönünde bir beklentim yok. Böyle büyük bir oluşum var, biz de elimizden geleni yaparız. Eğer bu kadar ciddi yönde ilerliyorsa, biz de bir yerinden tutunabilirsek bundan herkes faydalanır. Niye Türkiye olarak biz geride kalalım?

İTÜ Sci-x Hyperloop Takımı, Ömer YÜNGÜL ile birlikte Desing Weekend'de:

İTÜ'de gaz fişeği sesleri Bu sefer mezunlar karşılaşıyor: MasterGames

İTÜ'de kulüp skandalı

İTÜ’nün Duayen Hocalarından Prof. Dr. M. Cengiz Dökmeci Hayatını Kaybetti

İTÜ'den uluslararası arenada çifte başarı

Ara tatilde sanat molası: İstanbul’un kaçırılmaması gereken sergileri

arıSanat: 16-24 Kasım