İTÜ yeni döneme yurt sorunlarıyla başladı
İTÜ'de yeni akademik yılın başlamasıyla birlikte öğrenciler, 27 Eylül itibarıyla yurtlarına yerleşmeye başladı. Ancak, Altan Edige ve Ali İhsan Aldoğan Kız Öğrenci Yurtları’na yerleşen öğrenciler, ilk günden ciddi sorunlarla karşılaştı. Özellikle sıcak suyun olmaması ve akan suyun da kahverengi olması, öğrencilerde büyük bir mağduriyet yarattı. İTÜ yurt yönetimi, sorunun kısa sürede çözüleceğini söylese de geçen zaman içinde herhangi bir iyileşme sağlanmadı.
Çelişkili bilgiler ve yetersiz müdahale
Öğrenciler, yurt müdürlüğüne su sorununu bildirdiklerinde, teknisyenin durumu düzeltmek için çalıştığı söylenmişti. Ancak, resepsiyondaki görevlilerle konuşulduğunda, teknisyenin henüz gelmediği öğreniliyor. Bu durum, yurt yönetiminin öğrencilere doğru bilgi vermediği ve sorunun çözülmesine yönelik ciddi bir adım atılmadığı yönünde endişelere yol açtı. Akabinde, yurt müdürü ile görüşen bazı öğrencilerin "Hiç yeriniz olmayabilirdi, buna şükredin." gibi sert ve empati yoksunu tepkilerle karşılaşması, sorunun sadece teknik değil, aynı zamanda yönetsel bir kriz olduğunu gözler önüne serdi.
İTÜ yurtlarında bu tarz problemler ne yazık ki yeni değil. Geçtiğimiz dönemin sonlarına doğru da su problemi yaşanmış, öğrenciler duş almak ve çamaşır yıkamak için diğer yurtlara gitmek zorunda kalmışlardı. Özellikle Altan Edige ve Ali İhsan Aldoğan Kız Öğrenci Yurtları’nda yaşanan bu su sorunlarının yaz boyunca çözüleceği düşünülürken, ne yazık ki okul açılmadan önce gerekli önlemler alınmadı. Yazın, yaşanan su kesintilerine ve yurtların bakım eksikliğine rağmen, bu bilinen sorunun çözümsüz kalması, üniversite yönetimine dair soru işaretlerini artırdı.
Planlama eksiklikleri
Altan Edige ve Ali İhsan Aldoğan Kız Öğrenci Yurtları, geçtiğimiz dönem sonunda 15 Eylül’de tadilat gerekçesiyle apar topar boşaltılmıştı. Mezuniyet durumundaki öğrenciler dahi sadece birkaç gün için diğer yurtlara dağıtılmıştı. Yazın bu yurtların kapalı olması ve yetersiz yurt kapasitesi nedeniyle birçok öğrenci yer bulmakta zorlanırken, staj veya yaz okulu gibi zorunlu sebeplerle İstanbul'da bulunması gereken öğrenciler de mağdur durumda kalmıştı. Ancak yaz boyunca yurtlarda herhangi bir tadilat girişimi gözlemlenmedi. İlginç bir şekilde, yurtların boş kaldığı yaz dönemi boyunca faaliyet göstermeyen yönetim, okulun başlamasına kısa bir süre kala çatı tadilatına başladı. Yaz tatili boyunca atıl durduğu bildirilen yurtların tadilat sürecine ancak okul açılmasına yakın başlanması, yurtların altyapı sorunlarının bilindiği ve yaz boyunca çözüm üretilmesi için zaman olduğu halde, bu problemlerin öğrencilerin dönemi başladığında ortaya çıkması, üniversite yönetiminin önceliklerinde ciddi bir yanlışlık olduğuna işaret ediyor.
Öğrencilerin mağduriyeti
Öğrenciler, yurt yönetiminin bu sorunlara yönelik çözüm üretme sürecinin yetersizliği karşısında tepkilerini dile getiriyor. Sıcak su ve temiz suyun bulunmaması gibi temel yaşam standartlarına aykırı koşullarda yaşamaya zorlanan öğrenciler, üniversite yönetiminden soruna acil bir müdahale bekliyor. Yaz tatili boyunca tadilat ve bakım çalışmaları için yeterli süre bulunmasına rağmen bu işlemlerin okul başladıktan sonra yapılmaya çalışılması, yönetimin planlama ve kaynak kullanımındaki eksiklikleri gün yüzüne çıkardı.
Yurt müdürünün öğrencilere verdiği "Hiç yeriniz olmayabilirdi, buna şükredin." gibi ifadeler, yönetim ile öğrenciler arasındaki güven sorununu derinleştirdi. Öğrenciler, yalnızca barınma değil, aynı zamanda temel insan haklarına saygı beklediklerini ifade ediyor. Birçok öğrenci, İTÜ gibi köklü bir eğitim kurumunun böyle bir kriz yönetimi sergilemesine anlam veremiyor ve daha profesyonel bir yaklaşım talep ediyor.
Sonuç ve beklentiler
İstanbul Teknik Üniversitesi’nin yurt yönetiminde yaşanan bu planlama ve uygulama eksiklikleri, yeni dönemin başında öğrencileri mağdur etmeye devam ediyor. Öğrenciler, yurtlarda su ve altyapı sorunlarının bir an önce çözülmesini ve bu tür problemlerin tekrarlanmaması için daha etkin bir kriz yönetimi planının devreye sokulmasını bekliyor. Üniversite yönetimi, öğrencilerin temel yaşam standartlarına uygun bir barınma sağlama sorumluluğunu yerine getirmekle yükümlü. Öğrenciler, İTÜ'ye haiz bu sorumlulukları en kısa sürede yerine getirmesini umuyor.
Yaşanan bu kriz, üniversitenin uzun vadeli stratejilerini ve öğrencilerle iletişim yöntemlerini yeniden gözden geçirmesi gerektiğini açıkça ortaya koyuyor.