Bir Veda ve Gezi Parkı Haberciliği

İTÜ24'ü kuralı 45 ay (neredeyse 4 yıl) olmuş. Gökçe Sezgin ile birlikte, iki kişi olarak başladığımız yolda kocaman bir ekip var artık. Açılırken belirlediğimiz hedeflerlerimizin tümüne er ya da geç ulaştık. Ancak bu bizi durdurmayacak, yeni hedefler koyacak ve devam edeceğiz.

Kodları yazmaya başladığım ilk gün bana daha sanki dünmüş gibi geliyor olsa da, aradaki sürece baktığımızda değişen çok şey oldu. En son değişikliği ise birkaç hafta önce yaşadık. Kurucu ortağım Gökçe, görevini tamamladığına inanarak İTÜ24'teki Genel Yayın Yönetmeni koltuğunu İbrahim Gezmiş'e devretti. Gökçe'ye yeni projelerinde başarılar diliyor, İbrahim'in de yeni görevinde en az onun kadar harika işlere imza atacağına inanıyorum.

Diğer söylemek istediklerim ise Gezi Parkı'yla ilgili. Bilmeyenler için söyleyeyim, Mete Caddesinde (Gezi Parkı'nın yanı, AKM'den Taşkışla'ya giden yol) ofisi bulunan bir yazılım şirketinde bir proje geliştiriyorum ve olaylardan çok değil, bir gün önce ofisteydim. Çıkınca bir iş arkadaşımla beraber Gezi Parkı'na gidip orada eylem yapan arkadaşlarımızla kısa bir muhabbet ettik. O gün ne direniş vardı ne de olay, sadece çevreyi düşünen, orada olmaktan keyif alan, mutlu insanlar vardı.

Ertesi gün olanları hayretler içinde takip ettim. Daha doğrusu takip etmeye çalıştım, ama edemedim. O kadar çok olay vardı ki, hepsine yetişmek mümkün olamıyordu. Şüphesiz basın mensubu olan olmayan pek çok kişi tarafından pek çok haber yapıldı. Ne yazık ki, özgür olmayan basın grupları (yani hepsi) bunları yayınlama cesaretini gösteremediler. İTÜ24 bunlardan biri değildi ve hiçbir zaman olmadı. Neredeyse slogan haline getirdiğimiz "İTÜ'nün tarafında, tarafsız haber" politikamızı uygulamaya devam ettik. İTÜ'yle ilgili tüm direniş gelişmelerini paylaştık.

Ben oturduğum yerde çıldırıyor olsam da, ailem istemediği için Taksim'e gidemedim. Benimki öyle bir tesadüf ki İstanbul'da tek başımayım, hiç kimsem yok. O yüzden ailemi endişelendirecek bir şey yapamazdım. Evde oturduğum her dakika için ise kendimden utandım. Öyle ki, solunum problemlerimi (8-9 aydır düzenli olarak ilaç kullanıyorum) kendime bahane olarak sunarak rahatlayabiliyordum. Gurur duyduğum bir şey değil. Ben de işe yarar bir şeyler yapmaya çalıştım, #OccupyGezi Manifestosu'nu hazırladım ve İTÜ24'ün sosyal medya hesaplarını yönettim.

Aradaki çizgi çok ince olduğundan, doğru duruşu sergilemek bizim için oldukça zorlu bir süreç oldu. Takipçilerimizin bir kısmı paylaşımlarımızı hükümet yanlısı bulup "yandaş" dedi, bir kısmı "çapulcu" yanlısı bulup provokatör dedi. İlk gece akşam yemeğimi sabaha karşı 4'te hazırlayıp 5:30'da yiyebildim. Ekipten başka biri uyanıp (saat 7) görevi benden devralana kadar uyumadım. Uyurken de İTÜ24 ekibine şu mesajı gönderdim:



Saat 7'de yatağa geçmiş olsam da gece boyunca hiç susmayan telefonun sesinden uyuyamadım ve sessiz moduna almak zorunda kaldım. İTÜ24 sosyal hesaplarına herhangi bir bildirim gelmeden bir dakika bile geçmiyordu:

Gece bildirimleri

İkinci gün kütüphane önünde toplanıp Taksim'e giden kalabalığın gözü kulağı oldum. Grup Beşiktaş'a varmak üzereyken polis müdahelesinin başladığını öğrenince hemen bilgiyi paylaştım. Hiç ihtiyaç olmaması ümidi ile gerekirse Beşiktaş'ta sığınabilecekleri ve tıbbı yardım bulabilecekleri yerlerin listesini çıkarıp gönderdim. Saat ilerledikçe işimiz daha da zorlaştı, çünkü tek bilgi kaynağımız internet, doğruluğu belirsiz olan bilgilerle doluydu. Öyle ki, saat 2'de Gümüşsuyu Yerleşkesi'nin kapılarının açık olup olmadığını öğrenmek için İTÜ Güvenlik Müdürlüğü'nü telefonla aradım. Kesin bir bilgi alamayınca da hiçbir duyuru yap(a)madım. Kapıların açık olmamasına mı, yoksa Güvenlik Müdürlüğü'nün konuyla ilgili hiçbir fikrinin olmamasına mı daha çok üzülsem bilemedim.

Günlerim böyle geçerken, asıl şoku pazartesi günü yaşadım. Sayın rektör hocamız, 12 bin Facebook ve 8 bin Twitter takipçisi olan, her ay 50 binin üzerinde kişiye 200 binden fazla sayfa gösterimi yapan İTÜ'nün en büyük öğrenci topluluğu ve tek yayın organı İTÜ24'ü Twitter'dan engelledi. Kendimi okuldan atılmış gibi hissettim. Benim yerimde siz olsanız ne hissederdiniz ki?

Onur Güzel
İTÜ24 Kurucu Ortağı, Sistem Yöneticisi
http://onurguzel.com/twitter

İTÜ'de mezuniyet heyecanı: Cübbe bedeli yine cep yakıyor

MasterBee öğrencilerine İTÜ yurtlarında yeni hak

İTÜ’den Harvard öğrencilerine özel çağrı

Vadi Yurtları hakkında yaşanan son gelişmeler: gecikmeler, pencere krizi, sebil skandalı ve dahası...

arıSanat: Haziran 2025