İTÜDER: 'Üniversite Yönetimleri Siyasi İradeden Bağımsız Belirlenmelidir'
29 Ekim 2016 KHK'sı ile devlet üniversitelerinde rektörlük seçimlerinin kaldırıldığını; bundan sonra devlet üniversitesinde rektör adaylarının YÖK tarafından belirleneceğini sizlerle paylaşmıştık.
Bu KHK'dan sonra üniversitelerden tepkiler gecikmedi
Ağustos 2016'da İTÜ ve ODTÜ gibi rektörü atanmış olmasına rağmen 11 Kasım 2016 olduğu halde hala rektörü atanmayan Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri 1 Kasım 2016'da düzenledikleri protestoo ile KHK'nın iptalini istemişti.
Boğaziçi Üniversitesi'nden sonra ODTÜlü akademisyenler 8 Kasım'da siyasi müdahelelerin kaygı verici olduğunu yaptıkları açıklama ile belirterek KHK'ya tepkilerini dile getirmişti.
İTÜDER'den de tepki
Bu açıklamalardan sonra İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyeleri Derneği (İTÜDER) resmi internet sitesi üzerinden yaptığı açıklamayla Boğaziçi ve ODTÜlü akademisyenlere destek verdi.
"Üniversite Yönetimleri Siyasi İradeden Bağımsız Belirlenmelidir"
İTÜDER'in yaptığı açıklama metninin ise şöyle:
" ÜNİVERSİTE YÖNETİMLERİ SİYASİ İRADEDEN BAĞIMSIZ BELİRLENMELİDİR
Üniversiteler, bilimin ölçüt ve amaçları dışında hiç bir etkenin belirleyici olmaması gereken yerlerdir. Evrensel ölçütlerle değeri olan bilimsel araştırma ve eğitim ancak ve ancak özgür bir ortamla olanaklı olur. Bu olanağın üniversitenin özerkliğini sağlayıcı etmenlerden uzaklaşıldıkça azalmakta olduğu, son yıllarda üniversitelerimizin üretkenlik ve uluslararası yetkinlik sıralamalarındaki gerileyen konumları ile de anlaşılabilir. Üniversitelerde idari görev alacak kişilerin bilimsel araştırmanın özünde yer alan nesnel ölçütlerle ve şeffaf süreçler izlenerek ve her türlü siyasi etkiden uzak şekilde belirlenmesi bu kurumların niteliğini ve söyledikleri sözün değerini belirleyen temel göstergelerdendir.
Üniversitelerin yönetimi ve kamusal kaynakları aktaran kurumlar arasındaki ilişkilerin var olan koşullara göre düzenlenmesine her ülkede gereksinim olması gerçeğine karşın, dünyada bilim üretimine öncülük eden gelişmiş ülkelerin hiç birinde doğrudan siyasi iradeye bağlı bir üniversite yönetimi atama modeli yoktur. Üniversite rektörlerinin belirlenme yönteminin OHAL döneminde bir KHK kapsamında değiştirilmesinin usul olarak yanlış olmasının yanısıra, rektör seçimlerinde öğretim üyelerinin görüşünü hiç bir şekilde dikkate almayan yeni düzenlemenin Türkiye yüksek öğretim ve araştırma ortamını daha da geriye götüreceği açıktır.
Bizler bu konu hakkında Boğaziçi Üniversitesi ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi öğretim üyeleri tarafından yapılan açıklamalara katılıyor ve aşağıdaki taleplerimizi sunuyoruz:
i – Üniversite yönetiminin, üniversite bileşenlerinden yalnızca öğretim üyelerinin katıldığı bir aday belirleme seçimi ile YÖK ve sonrasında da Cumhurbaşkanı onayına sunulması şeklindeki eski düzenlemeyi de aratacak şekilde üniversite öğretim üyelerinin görüşünü hiç bir şekilde dikkate almayan ve doğrudan YÖK ve Cumhurbaşkanı yetki ve iradesine bırakan 676 sayılı KHK iptal edilsin.
ii – OHAL’in ilan edilme gerekçesi ile bir ilişkisi bulunmamasına karşın, üniversitelerin toplumsal hayatta sahip oldukları önem ile bağdaşmayan acele bir değerlendirme çerçevesinde 29 Ekim 2016 tarihinde yayımlanan 676 no’lu KHK ile yapılan düzenleme, katılımcı bir tartışma ortamında tüm bileşenlerin görüşleri alınarak ve çağdaş demokrasilerdeki uygulamalar ve deneyimler ışığında yeniden değerlendirilsin.
Kamuoyunun dikkatine saygıyla sunulur.
İTÜ Öğretim Üyeleri Derneği"