Sen o kadar sene okul-ev ikilisini birbirinden ayırmaya çalış, okul kısmını feshedip onun yerine iş kontratlarını getirmeye uğraş... Olacağı buydu; bitirdin... Gerekli prosedürleri de o hızla tamamlamışsın, haberin yok. Bir de üstüne evde kendini dış dünyadan soyutla, hayat sana güzel.
Hayat o kadar güzel değil işte... Keşke öyle olsa...
Evet, okulu bitirdim, tamam prosedürleri daha tamamlamadım ama evde dış dünyanın fişini çekip sadece iç dünyama yöneldiğim 15 gün yaşadım. Sonra ne mi oldu? Malumunuz, kimse "sen İTÜ bitirmiş adamsın, gel başla" demedi. Ya da gördüğüm ilanlardaki tercihi yeteneklere sahip olmadığımı gördüm. Sonunda olan oldu ve iç dünyamın fişini çekip bu sefer dış dünyanın fişini taktım. 5 günde 5 yaş yaşlandım, 50 yaşlık kilo aldım ve 5 saniyede bir değişen bir psikolojiye sahip oldum.
Arkama dönüp baktığımda yaptığım veya yapmadığım hataların farkına vardım. Girmediğim/almadığım derslerin, arkadaşlarımla gitmediğim etkinliklerin, üstünkörü stajların aslında bundan sonraki hayatıma yön verecek olan şeylerin eksikliği içinde boğuldum. Peki geçmişte yaptığım doğrular yok muydu? Tabi ki var... Ama eksiklikler olduğu için pek bir etkisi kalmıyor.
"Keşke", bu sözcüğü kullanmak zorunda kalmasaydım... Eğer bir fırsat daha verilirse, o boşvermişlik, kolaya kaçma, uzak durma, dikkate almama gibi bütün duygularımın karşısında durup hakkını verseydim bu senelerimin... Arkama dönüp baktığımda 17 senelik okul hayatını sadece nicelik olarak geçirmeseydim şimdi sizlerle böyle bir yazıda karşı karşıya gelmeyecektim.
Ama kararlıyım, bu benim için bir hayata bakış değişikliğidir. Tekrardan başlamayacağım bu okula fakat bundan sonra herkesi bu yönde etkilemeye gayret edeceğim. En güzel yıllarınızı boşvermişlik, kolaya kaçma, uzak durma, dikkate almama gibi bütün duygularınızın etkisi altından kurtarmak için bundan sonra elimden geleni yapacağım.
Yarın okulunuza bu gözle "Tekrardan Başlayın"...