Asude
Son 180 günde 4 haber

İTÜ akademisyenleri, 23 Nisan depremi ve İstanbul’un deprem riski üzerine canlı yayında değerlendirmelerde bulundu

İTÜ akademisyenleri 23 Nisan İstanbul depremlerini değerlendirmek üzere 26 Nisan saat 19.00'da sosyal medya hesaplarından da canlı yayınlanan bir toplantı gerçekleştirdi. Alanında uzman akademisyenlerin katıldığı toplantıda depremin nasıl gerçekleştiği, yerleşim alanlarının ve binaların risk analizleri gibi birçok kritik konuya değinildi. Maden fakültesi dekanı Prof. Dr. Mustafa Kumral moderatörlüğündeki toplantıya İTÜ rektörü Prof. Dr. Hasan mandal, jeoloji mühendisliği öğretim üyesi Prof. Dr. Cenk Yaltırak,​ jeofizik mühendisliği öğretim üyeleri Prof. Dr. Seda Yolsal Çevikbilen ve Doç. Dr. Tuna Eken, inşaat mühendisliği öğretim üyeleri Prof. Dr. Gürkan Özden, Prof. Dr. Alper İlki, Prof. Dr. Ercan Yüksel, Prof. Dr. Hasan Yıldırım ve Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsünde görev alan Dr. Ömer Kamacı katıldı. 

Deprem multidisipliner bir alan

Rektör Prof. Dr. Hasan Mandal'ın konuşmasıyla başlayan toplantı, toplantı moderatörü maden fakültesi dekanı Prof. Dr. Mustafa Kumral'ın toplantıya katılan akademisyenleri tanıtmasıyla devam etti. Prof. Dr. Kumral, deprem afetinin tek bir alanla ilişkili olmadığını aksine multidispliner bir alan olduğunu ve bu alanın da pek çok alt dalı olduğunu vurguladı.

Beklenen deprem büyüklüğünde neredeyse değişiklik yok

Toplantının ilk konuşmacılarından olan Prof. Dr. Cenk Yaltırak, Jeofizik Mühendisliği’nden Prof. Dr. Seda Yolsal Çevikbilen ve Doç. Dr. Tuna Eken ile birlikte, AFAD ve Kandilli Rasathanesi verileri üzerinden depremin oluşumunu ve Marmara’daki fay hatlarını değerlendirdi. Prof. Dr. Yaltırak, İstanbul’da beklenen depremin büyüklüğünün daha önce 7.4 olarak tahmin edildiğini, 23 Nisan'daki 6.2 büyüklüğündeki deprem sonrasında bu tahminin 7.37 olarak revize edildiğini açıkladı. Ancak bu farkın yalnızca sayısal düzeyde olduğunu, gerçekte beklentilerde ciddi bir değişiklik olmadığını ifade etti.

Deprem sonrası otomatik yapı analizi sistemi

MATAM (Marmara Aktif Fay Tehlike ve Risk Uygulama ve Araştırma Merkezi) Proje Yürütücüsü olan Yaltırak, İTÜ bünyesinde Türkiye’de bir ilk olacak şekilde binaların deprem dayanıklılığını otomatik olarak analiz edebilen bir sistem üzerinde çalıştıklarını söyledi. Bu sistem, binalara yerleştirilecek ivme ölçerler aracılığıyla zemin hareketlerini anlık izleyerek, her binanın deprem performansını değerlendirecek. Veriler, bir süper bilgisayara aktarılacak ve böylece yapıların sağlam olup olmadığı hızlıca analiz edilebilecek. Bu sistem öncelikle Marmara bölgesi için tasarlanacak sonra alanı genişletilecek.

Zemin sıvılaşması ve tarihi yapılar

Prof. Dr. Gürkan Özden, konuşmasında zemin özelliklerine ve özellikle sıvılaşma tehlikesine dikkat çekti. 6 Şubat 2023 Maraş depremlerinden örnek veren Özden, sıvılaşan zeminlerde ciddi maddi kayıplar yaşandığını ancak can kaybının görece az olduğunu belirtti. Ayrıca, İstanbul’daki tarihi yapıların enstrümante edilerek sürekli izlenmesi gerektiğini vurguladı ve Türkiye’deki sıvılaşma riski taşıyan bölgeleri gösteren bir harita paylaştı.

Mevzuat yeterli, esas risk eski binalarda

İnşaat Mühendisliği öğretim üyeleri Prof. Dr. Alper İlki ve Prof. Dr. Ercan Yüksel, yürürlükteki 2018 Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği’nin yeterli olduğunu, ancak eksiksiz uygulanması ve denetlenmesi gerektiğini ifade ettiler. Prof. Dr. İlki, esas tehlikenin 2000 yılı öncesinde inşa edilmiş binalar olduğunu vurguladı.

Önce en riskli binalar tespit edilmeli

Prof. Dr. İlki ve Prof. Dr. Yaltırak, riskli yapıların belirlenip önceliklendirilmesi gerektiğini savundu. Yaltırak, bu tür bir sıralamanın yapılmamasını “zaman kaybı” olarak nitelendirirken, Prof. Dr. Ercan Yüksel de toptan göçme riski taşıyan binaların öncelikli olarak ele alınması gerektiğini belirtti.

Güçlendirilmiş binalar ayakta kaldı

Prof. Dr. İlki, Maraş depremlerinden aynı blokta bulunan 3 binadan güçlnedirilmiş 2 binanın yıkılmamasını örnek vererek güçlendirilen binaların yıkılmadığını, bu nedenle binaların güçlendirilmesinin çökme riskini ciddi ölçüde azalttığını söyledi. Ayrıca, Maraş depremlerinde yaklaşık 100 milyar TL’lik ekonomik kayıp yaşandığını, İstanbul’daki riskin ise 36 milyar TL’lik güçlendirme yatırımıyla büyük ölçüde azaltılabileceğini ifade etti.

İTÜ kampüsleri için söylenenler

Prof. Dr. İlki, İTÜ’nün ana kampüsü başta olmak üzere, kampüslerin büyük çoğunluğunun fay hatlarından uzakta ve zemin özellikleri bakımından güvenli olduğunu söyledi. Yapıların da az katlı ve düzenli olduğunu belirtti. Tuzla Kampüsü’nün fay hattına daha yakın olduğunu, ancak burada da yeni yapılmış binaların yer aldığını ekledi. Ayrıca, gerekli binalarda da güçlnedirme işlemlerinin yapıldığı söylendi. Prof. Dr. Yaltırak da Büyükçekmece’deki binaların İTÜ kampüsündekilere benzer olduğunu ve son depremde hasar almadıklarını söyledi. Ancak daha büyük depremler için yeni hesaplamalar yapılması gerektiğini vurguladı.

Depremi değil, hazırlığı konuşmalıyız

Toplantının sonunda, halkın en çok merak ettiği sorulardan biri olan “23 Nisan’daki deprem, beklenen büyük depremi tetikledi mi?” sorusu gündeme geldi. Prof. Dr. Cenk Yaltırak, bu soruya yanıt olarak, beklenen büyük depremin henüz gerçekleşmediğini, ancak mutlaka bir gün meydana geleceğini belirtti. Bu depremin zamanının yalnızca Türkiye özelinde değil, dünya genelinde de önceden bilinmesinin mümkün olmadığını vurguladı. Yaltırak, esas önemli olanın "deprem olacak mı, olmayacak mı, hangi fay üzerinde olacak" tartışmaları değil, kapsamlı risk senaryoları oluşturmak, en kötü senaryoya hazırlanmak ve gerekli önlemleri vakit kaybetmeden almak olduğunu ifade etti. Ayrıca, Elazığ ve Maraş depremleri başta olmak üzere geçmişte yaşanan pek çok depremin hızla unutulduğunu hatırlatarak, “Deprem gerçeği her seferinde kendini tekrar hatırlatıyor. Asıl sormamız gereken soru şu: Depreme hazır mıyız?” şeklinde konuştu.

Rektör Prof. Dr. Hasan Mandal’dan açıklamalar

Rektör Prof. Dr. Hasan Mandal, deprem sonrası kampüslerdeki tüm binaların ve laboratuvarların iki kez kontrol edildiğini ve herhangi bir fark tespit edilmediğini belirtti. İnşaat ve mimarlık fakülteleri tarafından daha kapsamlı incelemelerin yapılacağını, kendisinin de kampüs içindeki lojmanlarda kaldığını söyleyerek bu sürecin birlikte yürütüleceğini dile getirdi. Prof. Dr. Mandal; Maden, İnşaat fakülteleri ve bilgisayar mühendisliği ile de bu alanda ortak çalışmalar yapacaklarını duyurdu.

Eğitime devam

Son olarak, Rektör Mandal eğitim-öğretime ara verilmesini gerektirecek bir durumun bulunmadığını belirtti ve akademik takvime planlandığı gibi devam edileceğini açıkladı. Olağanüstü bir durum yaşanması halinde ise Üniversite Yönetim Kurulu'nun değerlendirme yapacağını ifade etti.

23 Nisan'da çocuklara kampüs gezisi

23 Nisan'da çocuklara kampüs gezisi

İTÜ İdari ve Mali İşler Daire Başkanlığı Personeli Levent Taçkın vefat etti

İTÜ Konservatuvar öğrencisi sessiz mücadelenin ardından vefat etti

Deprem rehberi: Deprem anında ve sonrasında ne yapmalı

Deprem sonrası MED’de dayanışma akşamı