Üniversite Bilim ve Teknoloji Serüveni
Üniversite – Türkiye Bilim ve Teknoloji Serüveni
Ülkemizin gelişmesi, teknolojik gelişmeler ve bilimsel alt yapı ile doğru orantılıdır. Son zamanlarda özellikle havacılık ve uzay alanında gelişmeler var. Ama yeterli değil ve potansiyelimizin altındaki gelişmelerdir. Daha hızlı ivmelenmelidir.
Alanım itibari ile havacılık ve uzay çalışmalarına değinmekteyim. Tabi dünyanın en karmaşık, teknolojisi en detaylı, bütün mühendislik alanlarını içeren bir sektördür. Bu yüzden eğer bu alandaki çalışmaları anlayabilirsek ve üniversitelerimizi, geleceğe yönelik bir planlama ile, bilim ve teknoloji için yönlendirmeliyiz.
Üniversitelerimize daha çok önem vermeliyiz. Özellikle planlamada ve yönlendirmede eksiğimiz vardır. Bunu yaratacak olan da ilgili kurumlardır. Elimizde bir ‘çerçeve’, önümüzde ‘gelecek planlaması’ ve bütün bilimsel alanları içeren, mühendislik alanlarını barındıran kurumsal bir rapor, planlama olmalıdır. Bu malesef yok. Yapılmaya çalışılıyor ancak yeterli değil.
Tabi ülkemizde öğrenciye, bilim adamına ya da önemli bir mühendise verilen değer değişmelidir. Gerçekten değerli olduklarını anlamalıdır yöneticiler.
İlgili bilimsel kurumların daha vizyoner olması lazımdır. İçinde olduğumuz çağı düşünerek, küresel dünyayı anlayarak çalışmaları gerekmektedir.
Kendi planımız, amaçlarımız, dünya görüşümüz ve uluslar arası iş birliği politikamız, kendi ABET’imiz … olmalıdır.
Türkiye Bilim ve Teknoloji Serüveni’nin başlaması lazım. Çok geç kaldık!
İstanbul Teknik Üniversitesi
Artık öğrencilik hayatımın son zamanlarındayım. Her sene ayrı bir macera ile geçti. Sosyal hayatım, özel hayatım ya da kariyer çalışmalarım dolu dolu geçti. ‘Üniversite’ keyfini güzel yaşadım. Teknik Üniversite yuvam oldu. İTÜ Ailesi ne demek onu öğrendim. İTÜ içerisinde bir çok sosyal kulüpte vakit geçirdim bir çok proje yaptım ve gerek yurt içi gerek yurt dışında İTÜ’yü temsil ettim.
Üzülüyorum, öğrencilik kıyak bir meslek. Ama İTÜ Mezunu olmanın da anlamı başkadır.
Evet yazılarımdan anladığınız gibi tam bir İTÜ taraftarıyım ve açıkçası bu taraftarlık içerisinde İTÜ’nün gelişmesini ve bir Dünya üniversitesi olmasını çok istemekteyim. Olmalıdır da. Ancak yapılması gereken çok şey var.
Sadece öğrenciler, personeller, akademik kadro ve rektörlük değil yukarıda belirttiğim kurumların da üniversitelerimiz için vizyoner bir şekilde çalışması gerekmektedir.
Şimdi, aklıma gelen bazı sorular ile İTÜ’Ye genel bir bakış yapacağım.
Bu yazıdan aşağıdaki soruların yanıtlarını alacaksınız.
· Nasıl bir öğrenci profile olmalıyız?
· İTÜ ve mezunlar arası iletişim nasıldır?
· İTÜ ve sanayi iş birliği ne durumdadır?
· Rektörlük – yönetim ve İTÜ arasındaki bağ nasıl olmalıdır?
S1: İTÜ’de yaptıklarınızdan kısaca bahseder misiniz? Nasıl bir öğrenci profile oluşturdunuz? Tavsiyeleriniz nelerdir genç arkadaşlarımıza?
Öncelikle şunu bilmeliyiz. Biz İTÜ’yü kazanarak burada eğitim alma şansını da kazandık. Sosyal imkanlarını, dostluklarını, İTÜ kimliğini ve geleceği de kazandık. Evet üniversiteler bize eğitim verirler. Sonrası bize aittir. Kendimizi ne kadar geliştirebilirsek o kadar farklı bir insan oluruz. Basit insan olmak kolaydır ama farklı insan olmak emek ister. İTÜ’de okumak bu farklılığın temellerini sunar bize imkanlar ile. Hem teknik hem sosyal açıdan.
“Sis’e giremiyorum, şu iş için dilekçe vereceğim” gibi basit şikayetleri bir kenara bırakmalıyız. Evet her konuda mükemmel değildir üniversitemiz. Özellikle bürokratik gereklilikler bazen gereksiz olabiliyor. Ancak bu ülkemizde böyledir. Bunun yanında farkında olarak gerekli insanlara gerekli tavsiyelerimizi de yapmalıyız.
Her sene ayrı bir macera ile geçti. İTÜ’yü, öğrenci kulüplerini, sportif imkanları, etkinlikleri, kampüsü benim gibi kullanan çok az kişi vardır. 5 senedir gölette kalmaktayım. Çoğu tatilde eve gitmedim. Projeler, ödevler ya da etkinlikler. Kulüplerde ve projeler derslerden daha çok vaktimi aldı ilk yıllarda.
SAVTEK, Basın Yayın, UUMK, Türk Müziği Kulübü, Öğrenci temsilciliği.
Öğrenci olarak şunun farkına vardım. “Artık Dünya tek tip bir insan istemiyor.” Biraz yapı meselesi, çok farklı ilgi alanlarım ve hobilerim var. Fotoğraf, resim, müzik, tenis, yazı.. ciddi anlamda ilgileniyorum ve ileriki hayatımda bu hobilerimi devam ettireceğim bir iş yaşantım olacaktır.
1- Alanınız ile ilgili kesinlikle bilgi sahibi olmalısınız. Biri size herhangi bir soru sorarsa ve yanıtlayamazsanız karizmanız çizilir. Siz İTÜ’de okuyorsunuz ve bunun değerini bilmelisiniz. Bunun farkında yaşamaktayım.
2- Alanınızdaki tecrübe yanında sosyal olmalısınız. Çevrenizdeki insanlar size güvenmelidir. Ne kadar sosyal ve içten olursanız o kadar insan kazanırsınız
3- Farkındalık önemlidir. Uyandığınızda “Ben bugün ne yapacağım? Neden yapacağım?” ya da uyumadan once “Bugün kendime iyi bir soru sordum mu?” diyebiliyorsanız işte olgun ve farkında bir kişiliğiniz oluşur.
4- İTÜ’deki spor imkanları altın değerindedir. Bunu iyi değerlendirin.
5- İTÜ kimliğini iyi kullanın. Öğrenciliğin artılarını iyi kullanın. Öğrencilik değerlidir. Birine “Ben İTÜ’den arıyorum” dediğinizde size gösterilen ilgi farklıdır.
6- Üniversitenin tadını çıkartın
En önemli tavsiyem şudur:
“Lütfen İTÜ’lü olmanın değerini ve saygınlığını bilerek yaşayın. Kendinizi iyi yetiştirin. Hayatı, farkında yaşayın. Günü kurtarmak için değil. Bu alışkanlık üniversitede kazanılır. Eğer eksik olursa bütün hayatınızı etkiler. ”
S2: Genelde İTÜ mezunları okullarına çok bağlıdırlar. Sizin hayatınızda İTÜ’nün bu kadar önemli olmasının nedenleri nelerdir?
Çünkü bütün mezunlar, hayatlarında ne seçerlerse seçsinler başarılı oluyorlar. İş hayatlarında, sosyal hayatlarında İTÜ’lü olmanın farkını hissedebiliyorlar. Başka hiçbir üniversitede bu yoktur. Tabi İTÜ’nün kurumsal yapısı da buna destek veriyor doğal olarak. Gelecekte daha da önem kazanacaktır bu kurumsal yapı.
İTÜ’de yapılabilecek herşeyi yaptım. Ufak tefek kişisel pişmanlıklarım dışında hiçbir olumsuzluk yaşamadım. İTÜ’nün bana verdiklerini iyi anladım. Açıkça söylemek gerekirse İTÜ’lü bir öğrenci olmanın nazını iyi kullandım. Ülkemizde birçok kademeden insanlar ile tanıştım ve mezuniyetim için geleceğim için bunları değerlendirmekteyim. Tabi tecrübelerimi genç arkadaşlarıma aktarmak en büyük ödülümdür.
İTÜ sayesinde yeni bir aileniz oluyor: İTÜ Ailesi
S3: İTÜ Mezunu olmanın öneminden bahsettik. Peki sizce İTÜ Mezunları ile İTÜ Öğrencileri, yani geleceğin mezunları arasında ne gibi bir bağ olmalıdır? Sizce sosyal anlamda mezun-öğrenci ilişkilerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Kimse düşünmez ama çok ciddi bir konudur. Mezunların öğrencilere destek vermesi gerekiyor. Gerek üniversite içi etkinliklerde, gerekse kariyer çalışmalarında. Açıkçası kulüp çalışmalarında sponsorluk konularında son yıllarda çok destek alıyoruz ve bu beni memnun ediyor. Ancak yeterli değil.
Mesela, Yurt dışına çıkılıyor çok çok önemli yarışmalar oluyor. THY’nın desteğini göremiyorum. Her önüne gelene verilmez, ama ciddi bir proje yapan İTÜ’lü gruba destek verilmelidir.
Öğrenciler korunmalıdır, desteklenmelidir. Bunu mezunlardan başka kim yapacak? Etrafınıza bir bakın. Her sektörden bir sürü şirket var. İnovasyon, girişimcilik, bilişim, teknolojilerdeki bilimsel birleşme… çağımızın konuları. Öğrencilerin yönelebileceği bir çok alan var. O alanlarda çalışan, CEO olan ya da önemli yerlerde olan birçok İTÜ mezunu var. İTÜ mezunu bakanlar var.
Neden yeterice irtibat sağlanmıyor? Ortak sosyal etkinlikler yapılmalıdır mezunlar ile ve öğrenciler ile. İTÜ’nün kurumsal eksiklerinden birisidir.
Üniversite – Mezunlar – Sanayi iş birliği ile gelişir bu ülke! Bunu henüz aktif hale getiremedik. Çünkü en başta belirttiğim gibi vizyoner bir gelişim planımız yok üniversiteler için.
S4: Genel anlamda rektörlük – öğrenci – projeler – sosyal çalışmalar – akademik personeller arasında nasıl bir bağ olmalıdır? İTÜ’yü nasıl değerlendiriyorsunuz? Özellikle Fakültenizi nasıl buluyorsunuz bu konuda?
Övünmek gibi olmasın ama uçak ve uzay bilimleri fakültesi gerçekten okulumuzda, işleyiş bakımından en iyi fakülte olabilir. En azından dışardan bakan biri olarak öyle görüyorum. Tabi öğrenci sayısının da bunda etkisi vardır. Arkadaş gibiyiz, aile gibiyiz. Öğrenciler, akademik personeller ya da idari personeller arasında bir yakınlık var. İTÜ’nün geneli de böyledir. Ancak fakültelere vurduğunuzda sayı olarak az olduğu için bizde iletişim ve işleyiş daha hızlıdır.
Genel olarak ise, şu an İTÜ yeni bir yapılanma içerisindedir. Yönetim değişmiştir. Sosyal çalışmalar çok güzel. Öğrenciler etkin. Ama bakalım yönetim nasıl destekleyecek? Ya da hangi çalışmalara öncelik gösterecektir. Merak ediyorum açıkçası.
Yönetim iyi bir profil çizmelidir. Gelecek planı belirtmelidir. İTÜ 4 sene içerisinde nerede olacaktır? Bu planın bir tanımı olmalıdır. Buna bağlı olarak gerek akademisyenlerden gerekse öğrencilerden destek alınmalıdır. İki şey yapılmalıdır
1- Akademik ve sosyal etkinlikler bazında İTÜ, Türkiye’nin öncüsü olmalıdır
2- Bu öncü profilde yurt dışına açılmalıyız ve Ülkemizi temsil etmeliyiz. Gerçekten fayda sağlayacak her konuda, her kongrede, her konferansta ve her yarışmada
Mesela International Astronautical Federation düzenlediği kongre dünyanın en önemli kongresidir Uzay çalışmalarında. Bunu 2016 ya da 2017 için İTÜ’nün ev sahipliği yapması inanılmaz bir prestij sağlayacaktır.
S5: Öğrencilerin sosyal etkinlikleri konusunda ne düşünüyorsunuz? Danışman öğrenci profilinde olduğunuz için kulüplerin çalışmalarını nasıl buluyorsunuz?
Çok güzel ve her konuda etkinlik var. Daha da yaparlar aslında. Ancak iki gereklilik var.
1- Bina, merkez ya da kültürel etkinlikler için salonlar. Özellikle çoğul belirttim
2- Gereksiz bürokratik durumların kaldırılması. İTÜ’de okuduğumuzu ve aydın bir öğrenci adayı olduğumuzu unutuyorlar.
Çalışan memur ya da yönetici profile de önemlidir. İlgili, güzel yüzlü ve öğrencileri ileriye taşıyıcı, planlama yapabilen insanlar olmalılar.
Dönüp dolaşıp aynı şeye geliyoruz. “Vizyon, plan, sosyal yaklaşım, geleceğe yönelik çalışmalar”
S6: İTÜ’nün kurumsal yapısı konusunda düşünceleriniz nelerdir? Kurumsal yapı konusunda var mı önerileriniz? Ya da İTÜ Kampüsü hakkında neler düşünüyorsunuz?
Kurumsal yapı olayı çok geniş bir konu. Evet İTÜ çok gelişti son yıllarda. Özellikle İTÜ Satış Mekanı çok güzel bir gelişim. Biraz daha ürün çeşitliliği gerekiyor. Zamanla olacaktır. Evet bazı örnekler verebilirim.
· Kitapçılarda ülke çağında satılan bir İTÜ Dergisi,
· Herkesin katılacağı, Sonbaharda sergilerin ve konserlerin öğrenciler tarafından verildiği İTÜ Kültür Sanat Festivalleri
· Mezunlar ile öğrencilerin buluşmaları
Bu etkinlikler çerçevesinde İTÜ Mezunlar derneğini gerçekten kutluyorum. Tüm İTÜ’lülere açık güzel etkinlikler yapıyorlar. Hiç katılamadım ama çok keyifli oldukları kesin.
S7: İTÜ’nün Sanayi ile iş birliği konusunda neler düşünüyorsunuz? Uzay çalışmaları hakkında düşünceleriniz nelerdir?
Teknokent’ler, şirketlerin öğrenci kulüplerine yaptıkları destekler gerçekten memnun edici. Gelişeceğini gösteriyor bu çalışmalar.
Özellikle uzay çalışmalarını sorarsanız yetersizdir. Şirketlerin daha çok uydu çalışmalarına başlaması lazım. Çalışan şirketlerin İTÜ’de teknokentlerde ar-ge ofisleri açmaları lazımdır. Yine dediğim gibi bilişim, telekomünikasyon, işletme, endüstri, yazılım, bilgisayar alanları tamam ancak bir çok disiplini birleştiren uzay çalışmalarına daha hala tam anlamı ile giremedik. Daha farkında değiller.
Tekrar söylüyorum uzay çalışmaları bütün mühendislik alanlarını, ayrıca hukuk, mimarlık, psikoloji, matematik… bütün disiplinleri içermektedir. Sonsuz bir proje imkanı vardır. Herkes çalışabilir.
S8: Uzay çalışmlarını değerlendirebilir misiniz? İTÜ, Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi, Savunma Sanayi, Bilimsel çalışmalar …
Ülkemizde genel olarak uydu sistemleri üzerine çalışmalar aktiftir. İTÜ’de de öyledir. Zaten uzay çalışmaların kalbi burada. Bana sorarsanız uydu çalışmalarından ötesini yapmalıyız. Daha inovatif bir şekilde büyük projeler üzerine çalışmalıyız. Tabi maddi kaynaklar da önemlidir.
Örnek olarak, sadece uzaya gönderilecek bir uydu projesi üzerine çalışmaktansa “Mars’a gönderilecek, iniş yapacak ve orada sondaj yapabilecek bir robot ” tasarımı yapmak daha önemlidir. Zamanla bu da olacaktır. Son 10 senede uzay çalışmaları çok gelişti ülkemizde. Hele hele son 5 senede daha da gelişti ve gelişecektir. Alkışlanmalıdırlar.
Önemli olan gelişmesi değil, hızlı bir şekilde gelişmesidir. İyi bir amaç için ve planlama ile. Gelişmeleri ülkemiz de anlamalıdır, halkımız da. O yüzden basın yayın organları da yardımcı olmalıdır bu konuda., hükümet de.
Bu yazıyı 1980 Elektrik-Elektronik Mezunu Ali N. Akansu’nun cümleleri ile bitirmek isterim. İlham veren cümleler.
“İTÜ’lü olmak, çok şanslı ve ayrıcalıklı bir insan olduğunun bilinciyle ve sorumluluklarıyla hayatı dolu dolu paylaşmaktır. İTÜ’yü çok verimli ve özel bir toprağa benzetirim. O toprağa düşmek zorluklarıyla gelen ayrıcalık ve biraz da şanstır. Çok şanslıydım, çünkü İTÜ’deki arkadaşlarımın her biri neslimin en zeki, en akıllı, en çok düşünen ve en çok sorgulayan kişileriydiler. Her birimizin yaşamı ve ruh dünyası sıradan insan kalıplarına uymayan, bilinen şablonlarla örtüşmeyen, çok renkli ve çok boyutluydu. Bu insan zenginlikleri arasında geçen üniversite yıllarım ve tecrübelerim yaşamımdaki en önemli ayrıcalıktır. İnsan kalitesinin, seçici olmanın, rasyonelliğin, gelişme odaklı dürüst rekabetin, daha çok üretebilmek için sürekli değişmenin, hayatı dolu dolu ve korkusuzca yaşamanın, dünyalı olabilmenin, kısacası ‘insan gibi insan olmanın’ en önemli olduğunu İTÜ’deki öğrencilik yıllarımda öğrendim ve bu temel düşünceler yaşamımı şekillendirdi.”
Evet, İTÜ’lü olmak farktır.
Bizim bir şansımız da Ali Akansu ve daha nice değerli İTÜ mezunu büyüklerimizin olmasıdır
İTÜ Ailesinin soy ağacında biz de olacağız. Hepinize başarılar dilerim
Ozan KARA