Bir kulüp binlerce hayat

İTÜ24 olarak Gönüllülük Kulübü’nden kendilerini anlatmalarını istedik.

Röportaj: Özlem Kahvecioğlu

İTÜ24:Gönüllülük Kulübü hikayesi nasıl başlıyor?

Gönüllülük Kulübü: 2004 yılından önce resmi olmasa da  bazı sivil toplum kuruluşları adı altında çeşitli çalışmalar yürütülüyormuş. Ama Gönüllülük Kulübü’nün gönüllülüğe farklı bakış açısından dolayı bu STK’lardan sıyrılmış ve  2001 yılında resmi olarak İTÜ’de Gönüllülük Kulübü olarak kurulum gerçekleşmiş. İlk projelerimiz “Nar Harekatı” ve “Bir Başka Yol”. Gönüllülük deyince akla genelde ilk olarak yetiştirme yurtları,köy okulları,huzur evleri gelir. “Nar Harekatı” yetiştirme yurtlarına etkinlikler düzenleyen projemiz.Hadi onlara yardım edelim şeklinde başlayan bir proje. Böyle bir başlangıç yapılmış. Sonrasında, zaten üniversite öğrencisiyiz yeni sınavdan çıktık konulara hakimiz diyerekten “Bir Başka Yol” projesi başladı. Maddi durumu yetersiz üniversiteye hazırlık öğrencilerine ders veriyoruz. O şekilde bir türemeyle gelen her beyin,her farklı açısı ile projeler oluşturula oluşturula şu anda hali hazırda 8 proje ile devam eden bir kulübüz. Son 2 seneden beri bizden sonrakilere yol göstermesi amacı ile tüm yaptıklarımızı rapor olarak tutuyoruz.

İTÜ24: Misyonunuzdan bahseder misiniz? Farklı bakış açısı demiştin. Diğer STK’lardan sizi ayıran şey ne?

Gönüllülük Kulübü: Bizim amacımız sponsor kullanmadan gönüllülük adına bir şeyler yapmak. Bizce en büyük ayrım burada. Tabi bu demek değil ki yardım almıyoruz. Aldığımız maddi yardımları hibe olarak kabul ediyoruz. Olabildiğince nakit yardımı almadan büyük firmalardan ihtiyaçlarımızı karşılamalarını talep ediyoruz. Çünkü bu işin bir de dini boyutu var. Gönüllülük ile hayır işi aynı değil. Hayır işlerken bile insanlar bir beklenti içinde olabiliyor. Biz bunu sıfır beklenti ile yapmaya çalışıyoruz. Bir elin verdiğini diğer el görmesin algısı ile yaklaşmaya çalışıyoruz. İnsanlara gidip de bakın biz şunları yapıyoruz da Allah rızası için bir yardım şekinde bir cümle kesinlikle bizden duyamazsınız. Çünkü bu insanların vicdanını sömürmektir. Dini kullanarak bir şeyleri sömürmeye çalışmaktır. Onun yerine sende olan 2 şeyden birini paylaşmayı öğretmeye çalışıyoruz. En büyük farklarımızdan biri de bu. Buraya gelen her birimiz öğrenciyiz. Bir şeyler yapmak için bir araya gelmişiz. Amacımız daha fazla kişiye yardım etmek. Etrafa derdimizi anlatıp onların da bize yardım etmesini sağlamak. İnsanlara bir yandan çevreyi koruyabilmeyi öğretirken diğer yandan da insanlara paylaşmayı öğretebilmek. Yani misyonumuz insanlarda farkındalığı yaratmak.

İTÜ24:Bu farkındalığı yarattığınız projelerinizi anlatır mısınız?

Gönüllülük Kulübü:Nar Harekatı, Yaşayan Kütüphane, Benimle Oynar Mısın?, Hayata Bir Adım, Bir Başka Yol, Umut Okulu, Engeller Durdurmasın olarak devam eden 7 ve Kampüs Köpekleri olarak bu dönem başlattığımız yeni projemiz ile beraber toplamda 8 tane projemiz var.

1)Nar Harekatı: İlk etapta  hafta sonları, 13-16 yaş arasındaki çocuklarının olduğu herhangi bir yetiştirme yurduna onlara ders verdiğimiz bir projeydi. Çocuklara baktığımızda çocukların hafta sonlarını ders çalışarak geçirmek istemediklerini fark ettik. Biz de dedik ki çocukları sosyal yönden geliştirelim. Dönüşüm yaşayan bir proje aslında. 6-12 yaş grubundaki çocuklarla atölye çalışmaları yapıyoruz. Belirli gün ve haftalardan destek alıyoruz ya da kendimizin de  şu konuya dikkat çekelim diyebileceğimiz o yaş grubuna uygun aktiviteler yapıyoruz. Şu sıralar düşündük ki yurtlarına gitmek hasta ziyareti gibi oluyor,bu çocukları dışarıda oturmasıyla kalkmasıyla örnek alınacak, toplum içerisinde nasıl  davranılacağına öğrenmeye ihtiyaçları var. Böylece aktiviteleri dışarıya taşıma kararı aldık. Ve hemen hemen her hafta  2 yurda gidiyoruz. Onları müzelere götürüyoruz, sinemalara gidiyoruz. Oyuncak müzesi olur, oyuncak atölyesi olur elimizden ne geliyorsa oralara götürmeye çalışıyoruz. Bu şekilde ilerleyen bir projemiz.

2)Yaşayan Kütüphane:Somut bir şeylerle uğraşmıyor Yaşayan Kütüphane. Belki de en zoru bu proje çünkü ön yargıları yıkmaya çalışıyorlar. Bu amaç doğrultusunda her sene festival döneminde devasa bir çadır kuruluyor.Bu çadırda okunacak kitaplar insanlarımız.Çeşitli ön yargılara dayanarak alt başlıklar belirleniyor. Bunlar eşcinsellere duyulan ön yargılar olabilir,ırklara duyulan ön yargılar olabilir, dinden kaynaklanan ön yargılar olabilir. Her cinsiyetten, milletten,dinden insanı bir araya getirip okuma oturumları düzenliyoruz. Bu insanları bir araya getirip merak ettiklerinin cevabını almasına ve garipsedikleri noktaları anlamalarında yardımcı olmaya çalışıyoruz. STK’lara üye olan insanları ağırlamaya çalışıyoruz. Sene başında itibaren sosyolojik ve psikolojik makaleler okuyarak kendimizi geliştiriyoruz. Bir soru yöneltildiğinde biz o sorunun cevabını verebilmeliyiz ki  insanlara da gel diyebilmeliyiz. Yani burada bireysel olarak kendimizi yetiştirmeden bu işi yapmıyoruz. Gelen insanlar merak ederek geliyorlar, öğrenmeye geliyorlar çünkü.Bu yüzden sene sonuna kadar okumalar yapıyorlar, röportaj yapıyorlar, video çekiyorlar kampüs içerisinde.

3)Benimle Oynar Mısın?: Başladığımızda “Hayalimi Paylaş” adı altında kanser tedavisi gören çocukların dileklerini gerçekleştiren bir projeydi. Şöyle bir sıkıntı vardı. Normalde hiçbir proje bir vakıfla veya dernekle birlikte çalışmıyor. Projedeki her kararı kendi içimizde veriyoruz. Ama bu projede “Bir Dilek Tut” derneğine bağlı hareket ediyorduk. Dernek bizden direkt para talep ediyordu. Amacımız parayla çok fazla uğraşmamak. Böyle olunca geçen yıl aynı çocuklarla ilgilenelim ama bizim emeklerimizle olsun dedik ve dernekle bağlantımızı kestik. Hastanelere gidip çocuk cerrahisi bölümündeki çocuklarla oyunlar oynuyoruz. Mikrop kapabilecekleri için de aynı kişilerle gitmeye çaba gösteriyoruz. Şu an da 3 hastaneye gidiyoruz.

4)Hayata Bir Adım: Çocuk cezaevine gidip oradaki 18 yaşına kadar olan çocuklarla bir etkinlik yapıyoruz. Biz bu çocukları suç işlemişten çok suça itilmiş olarak görüyoruz. Eğer çocuğun suç işleyecek kadar bir problemi varsa bu çocukları cezaevine koyarak tedavi edileceğini düşünmüyoruz. Daha çocukken biz bu çocukların değiştirilebileceğine inanıp onların yanına gitmek istiyoruz. Her yıl 2. dönem başlayan bir proje. İlk dönem bakanlıklardan izinler alınıyor ve  yapılacak etkinliklere karar veriliyor.

5)Bir Başka Yol: Çevre okullarda maddi durumu yetersiz lise son ve lise 3 öğrencilerine İTÜ’de bir dershane gibi ders vermeye çalışıyoruz. Bu çocuklar bu işi gönüllü olarak yaptığımızı biliyorlar. Ders verirken eğitim dışında öğretime de önem veriyoruz. Çevre okullarda duyuru yapıyoruz. Onlar da bizim yanımıza geliyorlar aileleri ile birlikte. Katılmak isteyenlerle mülakat yapıyoruz. Bu mülakatta kesinlikle başarı düzeyine bakmıyoruz. Maddi durum ve davranışlarına bakıyoruz. Davranış önemli çünkü diğer arkadaşlarıyla kurduğu ilişki önemli. MED B’de derslerimizi veriyoruz. Kimi gönüllü sadece 1 saat dersine girip çıkıyor. Kimi toplantılarda bir şeyler yapmaya çalışıyor. Kimisi etütlerimizde sadece soru çözümlerine katılıyor.70 öğrenciye ders veriyoruz. 70 tane de gönüllümüz var yaklaşık olarak.

6)Umut Okulu: Bu proje İTÜ öğrencilerinin en çok afişlerini gördüğü proje.Yıl içerisinde kitap veya kıyafet toplama kampanyaları ile depomuzda malzemeler topluyoruz. Bunları kargoyla sürekli köy okullarına gönderiyoruz. Maddi yardım yanında bizim en çok sevdiğimiz manevi yardımı yapmak için sene başı, sene ortası ve sene sonu olmak üzere yılda 3 defa kendimiz gidiyoruz. Yanımızda çocukların tüm temel ihtiyaçlarını götürüyoruz. İlk yardım eğitimi,diş sağlığı eğitimi gibi eğitici etkinlikler yapıyoruz. Eğlendirmek için onlara tiyatrolar yapıyoruz, onlarla oyunlar oynuyoruz. Onlara sizin ortamınız da çok güzel siz de çok güzel bir dünyada yaşıyorsunuz mesajını vermeye çalışıyoruz. Bu çocuklar bizim İstanbul’dan geldiğimizi biliyorlar. Giderken çocukların psikolojisi özendirebilecek kıyafetlerle gidilmiyor. Zaten yanımızda sevimli kahraman kıyafetlerimiz de oluyor. Bir akitimiz var. Köy okullarına giderken uymamız gereken kurallarımız var. Olabildiğince hassas davranmaya çalışıyoruz ve onların da idealleri olsun istiyoruz. Onlar da kendi hayatlarını kurabilsin istiyoruz. Umut Okulu’nda aslında hitap ettiğimiz sadece çocuklar değil. Onların ailelerine de hitap ediyoruz. Aramızda fark yok derken onların farklı sandıkları dünyayı onlardan uzaklaştırmaya çalışıyoruz. Orada da yapabilecekleri şeyler olduklarını fark etsinler istiyoruz. Sadece korkmasınlar istiyoruz.

7)Engeller Durdurmasın: Evrim geçiren projelerimizden biri de bu. “Kıyı Köşe İTÜ” olarak başladı ve internetten bir görsel paylaşılıyordu. Bu görsel ne kadar çok tık alırsa sponsor tarafından o kadar çok kenarda birikim sağlanıp ihtiyacı olan bireylerimize akülü sandalye yardımı gerçekleşiyordu. Bunun için belediyeden yardım alıyorduk. Sonra bir baktık ki bizim emeklerimiz göz ardı edilerek tamamen belediyenin bir reklam kampanyasına dönüşünce buna bir dur demek zorunda kaldık. O yüzden kendimizi ayırdık ve kendimize bir yol çizmeye başladık. İsim olarak Engeller Durdurmasın’ı tercih ettik. Aslında onlara engel yaratanların bizler olduğunu biliyoruz. Engellilere olan ön yargıyı kırmaya çalışıyoruz. Olabildiğince kendi yaşam alanımız dahil olmak üzere engelsiz kampüs üzerine çalışmalar yapıyoruz.  Engellere karşı olan ön yargıları kırmaya çalışıyoruz. Onların da normal bir birey olduğunu ve davranışların normal karşılanması gerektiği hakkında insanlarda farkındalık uyandırmaya çalışıyoruz. Çeşitli aktiviteler düzenliyoruz ,okulumuzda ağırlıyoruz. Vadi yurtlarının oradaki zihinsel engelli yurtlarına haftada 2 gün gidiyoruz, öğretmenleriyle beraber onların derslerine giriyoruz,birebir eğitimlerini görüyoruz nasıl onlara bir şey öğretebiliriz diye. İşaret dili eğitimi başladı şu anda. Bayağı da talep gördü. Zihinsel engelliler üzerine seminer verildi. Film gösterimleri yapıyorlar. Engelliler üzerine yapılmış filmleri nasıl ele almışlar nelerle karşılaşılmış bunlar tartışılıyor. Geçen sene festival kapsamında okulumuzda Down Kafe kuruldu. Down sendromlu çocukları okulumuzda ağırladık ve  kafeden elde edilen geliri eğitimlerinde kullanılması için onlara hediye ettik.

8)Kampüs Köpekleri: Yıllardır herkesin sosyal medyadan da belirttiği gibi köpekler aç kalıyor. Bu konuyla ilgili bir sürü gruplar kuruldu ama kimse somut adım atamadı. Ve İTÜ’deki köpeklerin sayısı gün geçtikçe artmakta. Ne yemekhanedeki yemekler doğru düzgün hayvanlara dağıtılıyor ne de kampüsteki işletmelerin yemekleri köpeklere veriliyor. Yemekhanedeki yemekler için şöyle yapılıyor. Bir torbaya dolduruluyor tüm yemekler çorbasından meyvesine kadar.  O şekilde veriliyor köpeklere. Köpekler de yemiyor. Biz en başta köpeklerin aç kalmasını önlemek için böyle bir proje başlattık. Rektörlüğün desteğiyle bir grup çalışmaya başlayacaktı.  Ama gönüllü olarak tam bir destek bulamadılar. Biz de bunu kulüp adı altında yapınca daha rahat örgütleyebiliriz diye düşündük.  Amacımız İTÜ köpeklerine çevre işletmelerden yemek desteği bulmak. Bir de köpeklerin oldukları belli bölgeler var.  Bu bölgelere barınaklar koyup, soğuklarda köpeklerimizin üşümemesini sağlamak da  projenin amaçlarından.

İTÜ24:Gönüllülük Kulübü’nün İTÜ’deki yeri nerede?

Gönüllülük Kulübü:Gönüllülük Kulübü’nü hala İTÜ’de bilmeyen insanlar var. Ne kadar reklam yapsak da, ne kadar video hazırlayıp paylaşsak da, ne kadar duyuru yapsak da.  İnsanlarda merak olmadığı için hitap ettiğimiz kişi sayısı sınırlı kalıyor. Önce bizi fark edip gelsinler ondan sonra zaten kendileri de sevdiklerini fark ediyorlar. Fark edilebilmek için 5 aralık Dünya Gönüllüler Günü’nde balonlu yürüyüşümüzü yaptık. Hep beraber yapabileceğimiz etkinlikler düzenlemeye çalışıyoruz. Flash Mob gibi etkinlikler mesela.

İTÜ24:Diğer kulüplerden farkınız ne?

Gönüllülük Kulübü:Bizi farklı kılan şeylerden biri aramızda hiyerarşi olmaması. Her kararımızı her gönüllüyle birlikte alabiliyoruz ve hepsine ulaştırıyoruz. Bir gönüllünün bir şey yaptırabilmesi için yönetim kurulu üyesi olmasına gerek yok. Yönetim Kurulu var ama sadece olması gerektiği için. Bu kişiler de gönüllülük bilincinden değil de tecrübeden kaynaklanan farktan dolayı yönetim kurulu üyesi. Diğer kulüplere baktığımızda işimiz daha zor. Gönüllülük işi bir ekip işi. Kimseye zorla yaptırabileceğin bir iş değil. Bu kulübün size kattığı farklardan biri de üslup oluyor. Buraya gelen kişilerin niyetinden hiçbir şekilde kuşku duymuyoruz.  Bir şey rica ederken bile o kadar dikkatli rica ediyoruz ki. Kırmadan, zorla yaptırmadan bir şeyleri halletmeye çalışıyoruz.  Hem görev dağılımında hem de herhangi bir işteki ufak bir aksamada onlara hoşgörü ile bakıyoruz.  Hep bir B planımız var olur da bir aksilik olursa diye. Çünkü karşımızdaki kişiler bize umut bağlıyorlar. Sürekli bir B planı düşünüyoruz. Duygusal boyutun dışında sürecin de devam etmesi gerekiyor. Yani kişisel yetkinlik olarak da insanlara çok şey katabilecek bir kulüp. 

İTÜ24:Öğrenciler nasıl üye olabilir?Yardım etmek için kulübe üye olmak zorunlu mu?Öğrencilerin kulübe üye olmadan da yapabileceği şeyler var mı?

Gönüllülük Kulübü: Üye olmak aslında tamamen bir prosedür. Bize hangi projeyi istediğini söyleyip mail adresini veriyor öğrenci ve biz onu mail grubumuza ekliyoruz. 8 tane proje için 8 tane farklı mail grubu var ve haftalık toplantı tutanakları bu gruplara atılıyor. Örneğin Nar Harekatı’ndaki bir gönüllü bu sayede diğer projelerde ne yapıldığını takip edebiliyor ve eksik gördüğü bir yerde bize yardım edebiliyor. İsterse sadece Facebook grubuna da üye olabilir kişi. Eğer kulübe üye değilse gelip projelerimiz için kullanmadığı kıyafetlerini, eski kitaplarını bırakabilir. Bir Başka Yol projemizde ders verebilir. Üye olmak gibi bir zorunluluğumuz yok. Sadece haberdar olmak için üye olmak tanımı var. Kişi istediği zaman kulübümüze üye olabilir. 

İTÜ24:Gönüllülük bilinci İTÜ’de sizce ne noktada?

Gönüllülük Kulübü: Teknik bir üniversitede okuyoruz. Analitik yaklaştığımızda kişi araştırsın bulsun diyoruz bizi. Ama bunları geçtiğimizde gönüllü olmayı düşünmeyen belki gönüllülük nedir bilmeyen bir sürü kişi var İTÜ’de. Kendi içimizde bile olan olabiliyor. Kendi okulumuzda giysi odamız var ve insanlar bunu bilmiyor. Bu durumda işin reklam boyutu dahil oluyor. Ve biz de insanların en çok baktığı kilit noktaları bulup Gönüllülük Kulübü’nü göstermeye çalışıyoruz. Hep bir sürekli insanlara ulaşma çabamız var ve devam edecek. Elimizden geldiğince hitap edebildiğimiz kişilere ulaşmaya çalışıyoruz. Gönüllülük bilincine sahip  İTÜ’lü sayısının artması bizim için önemli. 

İTÜ24:Eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Gönüllülük Kulübü: İnsanlar tek şey diye düşünmesin. Biz yardım ediyoruz insanlara ama sponsor almıyoruz, bir karşılık beklemiyoruz. Ama aslında biz o karşılığı alıyoruz. Biz o sırada yardım ettiğimiz kişiden daha fazla mutlu olduğumuz için bu işi severek yapıyoruz. Bu açıdan kendimizi biraz da bencil olarak görüyoruz.

 

Gönüllülük Kulübü’nü yakından takip etmek için:

http://www.gonullu.itu.edu.tr/

https://www.facebook.com/GonullulukKulubu

https://twitter.com/ITUGonulluluk

https://instagram.com/itugonulluluk

https://www.youtube.com/user/ITUGonullulukKulubu

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Merkezi spor salonuna yeni spor aletleri geldi BEST yaz kursları başlıyor

İTÜ'de kulüp skandalı

İTÜ’nün Duayen Hocalarından Prof. Dr. M. Cengiz Dökmeci Hayatını Kaybetti

İTÜ'den uluslararası arenada çifte başarı

Ara tatilde sanat molası: İstanbul’un kaçırılmaması gereken sergileri

arıSanat: 16-24 Kasım