Helin
Son 180 günde 7 haber

İTÜ’ye ait 558 bin m² arazinin gecekondu işgali

İstanbul Teknik Üniversitesi’nin Ayazağa yerleşkesi çevresi, uzun süredir çözülemeyen izinsiz yapılaşmalar nedeniyle yeniden gündemde. Üniversiteye ait arazilerde yıllardır devam eden gecekondu işgali, bölgeyi ciddi bir mülkiyet krizinin merkezine taşımış durumda.

Ayazağa Yerleşkesi’nin çevresi işgal altında

İTÜ'ye ait Ayazağa yerleşkesi, komşu taşınmazlardaki uzun süreli izinsiz yapılaşmanın gölgesinde kalmaya devam ediyor. Sayıştay’ın 2024 denetim raporuna göre Rumelihisarı ve Mirgün bölgelerinde yer alan toplam 90 parselde, 558 bin metrekareyi aşan üniversite arazisi gecekondu işgalinde kayıtlı görünüyor. Parsellerin büyük bölümü İTÜ’nün mülkiyetinde veya tasarrufunda olmasına rağmen, sahadaki işgallerin uzun yıllardır sürdüğü belirtiliyor.

Bu sorunun benzeri, Sarıyer’in Fatih Sultan Mehmet Mahallesi’nde (Küçük Armutlu olarak bilinen bölgede) İTÜ’ye ait arazilerde de yıllardır devam ediyor. Bölge, Resmî Gazete’de yayımlanan kararla yeniden “riskli alan” ilan edilirken, yaklaşık 1 milyon 700 bin metrekarelik alanda 5 bini aşkın yapının bulunduğu ve 35–40 bin kişinin yaşadığı belirtiliyor. İTÜ’ye tahsisli toplam 1 milyon 317 bin metrekarelik alan içinde İTÜ, 1996 yılında 180 hektarlık bölgede Teknokent projesi geliştirmiş ancak söz konusu alanda 3 bin civarında kaçak yapının tahliyesine ilişkin kazanılan davalar uygulamaya geçirilememişti. Bugün bölgede İTÜ, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Hazine ve çeşitli vakıflara ait taşınmazlar bulunurken, mevcut süreçlerin devlet kurumları tarafından yürütüldüğü, İTÜ'ye ise bu aşamada resmi bir bildirim yapılmadığı ifade ediliyor.

X'te paylaşılan görsel

Tahliye kararları uygulanamıyor

Sayıştay raporunun bulgularına göre, İTÜ bazı parseller için tahliye davaları açmış, bir kısmı sonuçlanmış ve bazı dosyalarda izinsiz kullanım bedelleri mahkeme kararlarıyla belirlenmiş durumda. Ancak üniversitenin resmî açıklamasında, tahliye süreçlerinin uygulanması aşamasında yerel yönetimlerden destek alınamadığı ifade ediliyor. Ayrıca işgal altındaki bölgenin bir kısmının 2016 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla “riskli alan” ilan edildiği, ardından 2017’de Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile bir protokol imzalandığı ve işlemlerin bakanlık koordinasyonunda yürütüldüğü raporda yer alıyor. 

Sayıştay, işgal altındaki taşınmazlarda mevzuat gereği izinsiz kullanımda bulunan kişilerin tahliye edilmesi ve bu kullanım dönemlerine ilişkin bedellerin tahsil edilmesi gerektiğini vurguluyor. Raporda, İTÜ’nün Ayazağa çevresindeki bu taşınmazların işgal nedeniyle fiilen kullanılamadığı ve konunun kamu idaresi açısından çözüm bekleyen bir sorun olmaya devam ettiği belirtiliyor.

Sayıştay 2024 raporuna ait veriler

Florya örneği hafızalarda

Ayazağa’daki işgal sorunu, İTÜ taşınmazları üzerindeki baskının yalnızca bir örneği. 2014 yılında Florya’daki Hazine mülkiyetindeki ve İTÜ’ye tahsisli arazi, Bakanlar Kurulu kararıyla üniversitenin elinden alınmıştı. Tahsis iptali sonrası arazi üzerinde olası imar ve satış senaryoları tartışma yaratmış, akademik camia bu kaybı “kamu yararına aykırı” olarak değerlendirmişti. Bugün Ayazağa’daki işgaller, üniversite taşınmazlarının uzun süredir sistematik baskı altında olduğuna dair hafızaları yeniden canlandırıyor.

İTÜ Jeoloji Mühendisliği doktora öğrencisi Reyhan Saral vefat etti

İTÜ Jeoloji Mühendisliği doktora öğrencisi Reyhan Saral vefat etti

Kampüsteki yurtlarda art arda tepkiler: Yoklama, kapasite ve ulaşım sorunları gündemde

İTÜ kulüplerinden bildiri: "Keyfi uygulamalar son bulsun"

EELISA’da İTÜ dönemi başladı: Rektör Mandal görevi devraldı

arıRehber Kasım: Üsküdar’da Sonbahar