Özel Röportaj: Libya'dan Dönen Bir İTÜ'lüden Libya Manzarası

Seyfettin Kalaycıgil 2010 mezunu bir İTÜ'lü. Mimar. Ve de en önemlisi geçtiğimiz güne kadar Libya'da çalışan bir mimar. Geçtiğimiz gün Türkiye'nin Libya'ya gönderdiği gemilerden biriyle ateş hattından geri döndü. Biz de İTÜ24 olarak kendisiyle kısa bir röportaj gerçekleştirdik. Birçok yayın organında bulamayacağınız ayrıntılarla işte o röportaj: itü libya -Öncelikle geçmiş olsun gerçekten tehlikeli günlerden sonra tekrar Türkiye’desin. Ne kadar süredir Libya’daydın? Hangi şehirde hangi şirketin şantiyesinde ne görevindeydin öğrenebilir miyiz? Libya da işe başlayalı yaklaşık 2 hafta olmuştu. Doğu tarafında yer alan Derne şehrindeydik. Dizayn ofis mimarı olarak geçiyordu görevim, üniversite projesiydi. Ofisle şantiye arasındaki mimari kordinasyonu sağlıyordum. Mesa firması ile çalışmaktaydık. -Geri dönüş hikayenden biraz bahseder misin? Gemiler gelene kadar nerede konakladınız? Hangi şartlar altındaydınız? Limana kadar olan zorlu maceranız nasıl geçti? Biz doğuda yer aldığımız için en yakınımızda havaalanı olan kent Bingazi’ydi. Dolayısıyla olaylar patlak verdikten sonra Bingazi’ye geçmemiz gerekiyordu, 300 kişilik bir grup olarak şantiyeden ayrıldık (zaten şantiye diye de bişey kalmamıştı biz terk ederken yanıyordu) ve parçalara bölünerek şantiye dışında güvenilir mekanlara sığındık. Bir kısmımız çiftlik evlerine bir kısmımız da düğün salonu gibi mekanlara. Daha sonrasında çatışmalar tüm doğu tarafında hakim oldu ve yaklaşık 2-3 gün dernede sıkıştık kaldık. Doğuyu isyancılar kontrol altına alınca çatışmalar azaldı, bizde kendi imkanlarımızla oradaki Arap dostlarımızın da yardımları ile bulabildiğimiz araçlarla normal fiyatının 5 katına Bingazi'ye transfer olduk. Gittiğimizde havalimanında sadece bir uçak kalkıyordu ve izdiham vardı. Havalimanı askerlerin elindeydi. 3000 kişilik bir grup havalimanında sıkıştık isyancılarla askerlerin çatıştığı bölge havalimanına kadar yaklaştı ve biz oradayken isyancılar kontrolü ele aldı. Havalimanında toplandık ve bize bişey yapmayacaklarına yardım edeceklerine dair açıklamalar yaptılar. Daha sonra havalimanının bir kısmı yandı ve bizi yakındaki bir hangara naklettiler. Burada yaklaşık 2 gün geçirdik ve yağmacılardan korumak içi bize stada naklettiler. Bu nakil ve konaklama sırasında isyancılar birçok hayati ihtyacımız için ellerinden geldiğince yardımcı oldular. Havalimanında personel kalmadığı ve pistteki problemler yüzünden uçaklar iniş yapamıyordu ve gemi geleceği söylendi. Otobüslerle limana nakledildik. Sonrasını da biliyorsunuz. -Gemiye alınışınız nasıl oldu? Ülkeyi terk etmenizde zorluk çıkarıldı mı? Limanlar kimin kontrolündeydi? Konsolosun orda açıklayamadığı bir durum vardı; aslında biz orda Türkiye'den silah yardımı için rehin tutuluyorduk, ya da benzeri yardımlar için. Bizle bir sıkıntıları olmamasına rağmen savaş durumuydu ve Türkiye'den beklentileri vardı direnişçilerin. Liman da onların elindeydi. Nüfus cüzdanı fotokopisi bile çektirdik o yoklukta prosedürlerle tahliye biraz yavaşladı. Gitmemizi istiyorlardı elbet bizimle de sıkıntıları yoktu ama savaş halinde oldukları için beklentileri vardı. Gemideki erzağın çoğunu da almışlar daha sonradan öğrendik. -Gemilerin ne zaman ve nereye geleceğinden, yani kurtarma operasyonundan nasıl haberdar oldunuz? Size bilgiler nasıl geliyordu? Biz Türkiye’yi arayamıyorduk ama bizi arayabiliyorlardı. Gerek ailelerden daha çok da konsolosluk yetkililerinden haberler alıyorduk. -Olaydan sonra Kaddafi yandaşları veya isyancılarla karşılaştığınızda size karşı davranışları nasıldı? Kaddafi yandaşları çok çabuk etkisiz hale getirildi çoğuyla karşılaşmadık zaten direnişçilerin de bizle herhangi bir sıkıntıları yoktu. Türk olmamız yeterliydi kontrol noktalarından geçmek için. Türkiye’nin imajı kesinlikle çok sağlam hollywood'un senelerce yaptığını orada şaşırtıcı ama kurtlar vadisi yapmış durumda. Hem bizi seviyorlar hem de eskiden olmayan bir şey olarak bizi güçlü görüp yardım istiyorlar. İsyancılar onları anlatmamız için bizle sürekli konuşuyorlar ve bizden yardım istiyorlardı. One minute olaylarının da etkisi hala var. -Peki olaylar çıkmadan hemen öncesi Libya’sından bahsedersek, halkın durumu, size karşı davranışları nasıldı… Bir hareketlenme bir şeyler hissettiniz mi olaylarla ilgili? Özellikle Tunus olaylarından sonra? Halkın bizle sorunu yoktu bu yağma olaylarını yapanlar ,şantiyelerimizi yakanlar da tamamen olayı fırsat bilen çapulcu takımı. Direnişçilerin bizim malımızda dahi gözü yoktu çoğu zaten üniversite öğrencisi yabancı dil bilen genç kesim. 17'sinde bu olayların yaşanılacağını biliyorduk ama bu nebze olacağını bilmiyorduk. -Şu an hala gelemeyen Türk vatandaşlarının ve diğer ülke vatandaşlarının durumu hakkında ne söyleyebilirsin orada? Artık bazı prosedürler aşılmış gibi artık fidye veya her neyse anlaşılmış gibi ve çoğu yerde en azından bir istikrar var çatışma yerine isyancıların elinde. Bu da tahliyeleri hızlandıracak. Bizim bulunduğumuz dönem kadar sancılı olmayacak diye umuyorum. Yabancılar açısından daha zor elbette bizim şantiyedeki İngiliz denetim firmasının elemanları daha hala dışarı çıkamıyorlar doğu tarafından. Türklerin böyle bir avantajı var. -Olaylar bitip yeniden otorite kurulduğunda yeniden benzer konumda bir iş teklifi gelse gitmeyi düşünür müsün? Düşünürüm aslında ki bu gelecek yönetimin çok daha insancıl olacağına inanıyorum. Ki çok tekrarladım biliyorum ama bizimle bir sıkıntıları yok. Tamamıyla rejimin, açlığın, işsizliğin özgür olmamanın bir getirisi. -Libya’daki Türk şantiyelerinin durumu nasıldı en son gördüğünde? Türk şirketler orada bir şeyler yapmaya devam edebilir mi gerçekten? Bizim şantiyenin çoğu yandı, ama dönüldüğünde yapılmaması için bir engel yok çoğu şantiye de öyle. Daha önceden yapılan tazminat anlaşmasına da yeni gelecek yönetim saygı duyar ve uygularsa işlerin devam etmemesi için bir sebep yok. -Sence Libya’da halk ne istiyor? Ve bundan sonraki Libya sence nasıl olur? Libya'da ki halk kesinlikle özgürlük istiyor. Dertleri tasaları bu. Çok fazla insan düşünce suçundan içeride yatmakta. Aykırı görüş bildirmek imkansız. En iyi memur 350 dinar alıyor. Ne özgürlük var ne refah. İmkan var mı dersen çok zengin bir ülke genç nüfus çok fazla eğer her şey düzene girer ve demokrasi olursa yaşam standartları çok ama çok yükselecek. İsyancıların birçoğu gayet insancıl ve bilgili insanlardı. Yani gelecek yeni yönetimin bu insanlarla daha iyi yere geleceğine inanıyorum. Siyasi ideolojiyi de biraz olayların dışında bırakan bir devrimdi, direnişçilerde İslami bir yaşam tarzı istiyorlar ama doğru uygulamamsını istiyorlardı yani karşı çıktıkları İslami yönetim değil, yanlış uygulanan bir İslami yönetimdi… libya libya libya libya libya libya
Prof. Şengör’den İTÜ’ye iki konteyner dolusu kitap İTÜ; 2013 IDA Kongresi Ev Sahibi İlan Edildi

İTÜ'de kulüp skandalı

İTÜ’nün Duayen Hocalarından Prof. Dr. M. Cengiz Dökmeci Hayatını Kaybetti

İTÜ'den uluslararası arenada çifte başarı

Ara tatilde sanat molası: İstanbul’un kaçırılmaması gereken sergileri

arıSanat: 16-24 Kasım