Veteriner olmaması nedeniyle köpekler başıboş kaldı : Bir öğrenci yaralandı
Ülke gündeminden düşmeyen, İTÜ’de kronikleşmiş bir hal alan “saldırgan köpek” problemine ne yazık ki yeni bir olay daha eklendi. 27 Nisan akşam saatlerinde gerçekleşen olayda bir İTÜ öğrencisi, tanınmayan bir köpek tarafından bacağından ısırıldı ve olay güvenliklerin müdahalesi ile durum daha kötüye gitmeden sonlandı. Daha sonrasında öğrenciler ile rektörlük kütüphanesinde konuşan güvenlikler, ellerinden geleni yaptıklarını ancak köpeklerin onlara da saldırdığını bu nedenle yetersiz kaldıklarını iletti. Ayrıca dikkatli olunması gerektiğini, son bir haftadır MED ve Kütüphane çevresindeki köpeklerin çok saldırganlaştığını ve bu durumun topluca rektörlüğe bildirilirse çözülebileceğini ekledi.
Bunun üzerine dilekçe toplamaya başlayan öğrenciler WhatsApp gruplarına destek toplamak için mesaj attı.
Bile bile lades
Asıl soru ise öğrencilerin tanımadığı bu köpeklerin nereden geldiği. Bilindiği üzere İTÜ’nün bir veterinerlik birimi, dolayısıyla görevli bir veterineri var. Ancak görevli veterinerin yakın zamanda doğum iznine çıkması ve yardımcısının da işten ayrılması nedeniyle veterinerlik birimi şu an aktif değil. Bu birimin en önemli görevlerinden biri, zamanında saldırganlaşan köpeklerin birimde rehabilite edilmesi. Bu rehabilitasyon sürecini veterinerlik biriminde gözetim altında geçiren köpekler, veterinerlik biriminin boş olması sebebiyle şu an kampüse bırakılmış durumda. Öğrencilerin bu durum için dilekçe topladığı; yeni bir veteriner atanması, işten ayrılan kişinin ayrılmadan yerinin doldurulması gerekliliği gibi durumlarda rektörlüğün bilgilendirildiği biliniyor.
Kampüs hayvanları yönergesi
İTÜ’nün kampüs hayvanları için düzenlenmiş bir yönergesi bulunmakta. Bu yönergede beslenme, bakım ve temizlik gibi esaslar ısırma ve saldırı gibi durumlarda uygulamalar belirlenmiş. Beslenme esasları bölümünde iş yükünün tamamını İTÜ kendisi üslenirken bakım ve temizlik bölümünde izlenen yol gönüllülük esasına dayalı. Kampüs hayvanları yönergesinde madde 5’in B kısmının 2. bölümünde geçen:
“Kampüslerimizdeki tüm binalar için, en az iki hayvan bakım gönüllüsü belirlenmesi; bakım ve beslenmeden sağlık kontrollerine kadar bu kişilerden gönüllülük esasına dayalı yardım alınması sağlanır...”
İfadesi ile kampüsteki hayvanların birçok ihtiyacı gönüllülere bağlamış durumda. Bu bağlamda akıllara gelen ilk soru: bir gönüllü bulunamadığında veya gönüllü aldığı işi yapamadığında hayvanlara ne oluyor?
Kampüs hayvanları yönergesinde ısırılma ve saldırı vakaları için de bir bölüm bulunmakta. Bu bölümde ısırılma vakalarında ısırılan kişinin aşı karnesi ve dilekçe ile başvurması halinde ısıran köpek veteriner işleri müdürlüğü ekiplerince Köpek Yaşam Merkezi'ne alınıyor ve bakımı orada gerçekleştiriliyor. Benzer şekilde saldırıda bulunan köpekler için saldırı sayısı da göz önünde bulundurulacak şekilde belirlenmiş bir süreliğine Köpek Yaşam Merkezine alınıyorlar. Köpek Yaşam Merkezinden çıkan köpeklerin takibi de yine veteriner işleri müdürlüğünce belirli sıklıklarla yapılıyor. Anlaşılacağı üzere ısırılma ve saldırı durumlarında kilit rol oynayan birim veterinerlik ve yokluğunda kaos çıkması da beklenebilir bir olay.
Bunlar dışında okulda yaşanan köpek saldırıları ile ilgili bölge belediyesinin de şikayet halinde harekete geçiyor. Daha önce köpeklerin belediye tarafından alındığı durumlar yaşanmış olmakla beraber İTÜ’nün bu durumlarda ne tarz bir eylem alacağı yönergede belirtilmemiş.
Çözüm yolu bulmak şart
İTÜ’de köpek saldırılarının gerçekleştiği bir gerçek, aynı zamanda köpeklerin suçlanıp cezalandırılmasının oldukça abes olduğu da bir gerçek. Bu ikilem için zamanında İTÜ’de farklı çözüm yöntemleri arayışına gidilmişti. Örneğin 4 yıl önce köpeklerin toplanıp Etiler çıkışına yapılacak barınağa götürülmesi söz konusu olmuştu. O dönemde öğrenciler buna karşı çıkmış ve köpeklerle beraber yaşayabileceğimiz bir çözümün daha doğru olacakğına dikkat çekmiştiler. Yıllar içinde birçok kez şikayet, dilekçe yöntemiyle üst birimlere ulaşılsa da bir çözüm üretilememiş. En sonunda 2023 yılında CİMER’e kadar taşınan duruma bir cevap gelse de yine bir çözüm bulunamamıştı.
Hatırlatmak isteriz ki her İTÜ’lü öğrenci gibi arı24 ailesi olarak biz de kampüsümüzde bulunan hayvanları sevmekte ve onların varlığından mutluluk duymaktayız. Bu nedenle köpeklerin zarar göreceği herhangi bir yöntemin bir çözüm olmadığının bilhassa durumu kötüleştireceğinin farkındayız. Patili dostlarımızla iki tarafında zarar görmeyeceği bir çözüm bularak yaşamak en büyük temennimiz.