Elveda 2025: İTÜ’de neler yaşandı?
2025 yılı son bulurken, İTÜ’de yine bol gündemli, hareketli ve unutulmaz bir yılı geride bırakıyoruz. Kampüslerdeki değişiklikler, yeni uygulamalar, akademik boykot ve yıl boyunca tartışma yaratan gelişmelerle birlikte İTÜ’lülerin hafızasında iz bırakan bir dönem yaşandı.
Öğrenciler, kampüslerdeki denetimsiz giriş-çıkışlar nedeniyle yıl boyunca çeşitli taciz vakalarına maruz kaldı. Tüm bu gelişmeler, “Kampüste gerçekten güvende miyiz?” sorusunu sene boyunca gündemden düşürmedi.
Geleneksel “Elveda” haberimizde, 2025’in İTÜ'de nasıl geçtiğini birlikte hatırlıyoruz. İşte 2025’ten geriye kalanlar:
Güvenlik zafiyetleri ve siyasi etkinlikler kampüs gündeminde
Üniversite bünyesinde resmiyeti bulunmayan "İTÜ Ülkücüleri" adlı siyasi grup, 03 Ocak 2025 tarihinde Ayazağa Kampüsü Bilişim Enstitüsü’nde bir devir teslim töreni gerçekleştirdi. Etkinliğin gerçekleştiği salon için resmi bir izin alınıp alınmadığı belirsizliğini korurken, sosyal medyada paylaşılan görüntülerde İTÜ ile bağı olmayan kişilerin de etkinliğe katıldığı görüldü. Bu durum, üniversite yönetiminin güvenlik önlemleri ve dışarıdan gelen gruplar konusundaki yaklaşımına dair soru işaretlerini artırdı.
Özellikle İTÜ kulüplerinin etkinlik düzenleyebilmek için uzun onay süreçlerinden geçmesine ve bazı etkinliklerin herhangi bir gerekçe gösterilmeden iptal edilmesine rağmen bu tarz olayların yaşanması öğrenciler arasında tepkilere yol açıyor.
Bu olayı takip eden günlerde ise MED'de, bir öğrenci ile bir kahve dükkanı çalışanı arasında güpegündüz bir şiddet yaşandı. Aralarındaki tartışma sonrası çalışanı yumruklayan öğrenciyi çevredeki insanlar ayırıp sakinleştirilse de kavga burada son bulmadı. Birkaç dakika sonra çalışan adeta çılgına dönerek büyük bir bıçakla öğrenciye saldırmaya çalışınca panik oluştu. Önce çevredeki insanların, sonra da güvenliğin müdahalesiyle taraflar birbirinden uzaklaştırıldı.
Bu olaylar öğrencilerin güvenlik duygusunu zedelerken, üniversite yönetiminin bu konuda nasıl bir politika izleyeceği ise merak konusu olmaya devam ediyor.

Kampüslerde protesto, boykot ve gözaltılar
2025 yılına damgasını vuran olayların başında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun ve 28 kişinin diplomasının 35 yıl sonra iptal edilmesiyle başlayan süreç yer aldı.
İTÜ'de kulüpler tarafından yayınlanan "Hukuksuzluğa Karşı İTÜ Bir Arada" başlıklı ortak bildirinin ardından kampüste protestolar düzenlendi. 20 Mart günü Ayazağa Kampüsü’nde, belki de İTÜ tarihinde görülmüş en kalabalık eylemlerden biri yaşandı. 
İTÜ’de onlarca fakültede günlerce oturma eylemleri düzenlendi, bazı akademisyenler öğrencilere destek vererek vizeleri erteledi ya da öğrenciler için üçüncü vize hakkı tanındı. Maçka Kampüsü’nde ise güvenlik görevlileri eyleme katılmak isteyen öğrencilerin üzerine kapıları kilitleyerek giriş-çıkışları engelledi; bazı öğrenciler camlardan atlayarak eyleme katıldı.

Eylemler haftalar boyunca son hızla devam ederken genel boykata destek amaçlı farklı kampüslerde öğrenciler tarafından dayanışma stantları kuruldu.
Tüm bu gelişmelerin yanı sıra, İTÜ Mimarlık Fakültesi akademisyeni Prof. Dr. Yüksel Demir’in, diploma iptali kararını onaylayanlar arasında yer aldığı ortaya çıkınca, öğrenciler bu karara da tepkisiz kalmadı. Taşkışla’da düzenlenen bir çağrıyla Demir protesto edildi. Öğrencilerden gelen sorular karşısında Demir, kararı savunarak “Söyleyeceklerimin hoşunuza gitmeyeceğini biliyorum.” sözleriyle açıklamalarda bulundu.
Kararın hukuki değil siyasi olduğu yönündeki eleştiriler karşısında sorumluluğu üstlenmeyen Demir, öğrencilerin taleplerini cevapsız bıraktı. Öğrenciler, “Yüksel dışarı, üniversiteler bizimdir.” ve “Laf cambazlığı yapmayın.” sloganlarıyla tepki gösterdi.

Yaşanan gelişmeler, Türkiye genelindeki üniversite kampüslerinde de siyasi baskılar, hukuksuzluklar ve öğrencilerin ifade özgürlüğü taleplerini yeniden gündeme getirdi. Hem fiziksel protestolarla hem de dayanışma stantları ve bildirilerle sürece müdahil olan öğrenciler, 2025 yılında üniversitelerin yalnızca eğitim değil, toplumsal muhalefetin de merkezi haline geldiğini bir kez daha ortaya koydu.
Ama olaylar bununla sınırlı kalmadı, eylemler sırasında atılan "Kayyumlar gidecek biz kalacağız" sloganı sonrası iki öğrenciye disiplin soruşturması açıldı.
Arkadaşlarına desteğini göstermek için MED çimde toplanan öğrenciler, MED'de gerçekleştirilen basın açıklamasında soruşturma açılması kararının öğrencilere göre hukuksuz olduğunu, soruşturma açılan arkadaşları ile dayanışmayı büyütmek amacıyla herkesi "kayyumluğa" yürümeye davet ettiklerini belirttiler. Öğrenciler buna ek olarak MED'de oturan arkadaşlarına "Gel, gel, gel." çağrısında bulundu.

Rektörlük önünde yapılan açıklamanın ardından rektörlüğün önüne serdikleri pankartı, rektörlük kütüphanesinin camına asmak için hareketlendiğinde özel güvenlik birimi (ÖGB) buna izin vermedi ve arbede yaşandı. Yaşanan arbede sırasında ÖGB'nin aşırı şiddet uygulamasıyla birçok öğrenci darp edildi, yerden yerde sürüklendi, bir kadın öğrencinin üstü ÖGB tarafından açıldı, bir öğrenci fenalaştı.
Öğrenciler ÖGB'ye "Suratıma kim tekme attı?" , "Kim sürükledi?" şeklinde isyan etti. Ayrıca öğrenciler, ÖGB tarafından "Size de soruşturma açarız." gibi tehditler ve "Biz devletiz, sizden daha kalabalığız" gibi söylemler ile baskılanmaya çalışıldı. "Haddini bil ÖGB!" , "ÖGB uzaklaş!" , "ÖGB defol bu kampüsler bizimdir!" sloganları ardından, ÖGB yuhlandı.

İstanbul’da deprem paniği: İTÜ’de belirsizlikler, önlemler ve dayanışma
23 Nisan 2025 Perşembe günü saat 12.49’da Marmara Denizi Silivri açıklarında meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki deprem, İTÜ’de panik ve belirsizliğe sebep oldu. Deprem anında Ayazağa, Maçka ve Taşkışla kampüslerinde öğrenciler hızla açık alanlara çıkarken, özellikle Ayazağa’da MED önünde büyük bir kalabalık oluştu.

Rektör Prof. Dr. Hasan Mandal, deprem sonrasında yaptığı açıklamada üniversite binalarında gözle görülür bir hasar bulunmadığını ancak laboratuvarların kontrollere tabi tutulacağını belirtti. edi. Ayrıca MED-A, MED-B ve MED-C binalarının kampüsteki diğer binalara göre daha sağlam olduğunu vurgulayarak, bu binalar kapalıysa dahi 24 saat açılacaklarını duyurdu.
Depremin hemen ardından yurtlarda kalan öğrenciler tahliye edilidi. Güvenlik gerekçesiyle öğrencilerin yeniden yurtlara girişine izin verilmediği, bazı yurtlarda ise sadece kısa süreliğine öğrencilerin kişisel eşyalarını almasına müsaade edildi.
Aynı günün akşamında Sarıyer Belediyesi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve arı24-itüöder iş birliğiyle MED önünde dayanışma masaları kuruldu. Öğrencilere sıcak çorba, hijyen ürünleri, kuru gıda ve battaniye dağıtıldı. Rektörlük tarafından sabaha kadar çorba ve çay ikramı devam etti. Öğrencilerin bir kısmı geceyi MED-A binasında ya da açık alanda çadır kurarak geçirdi.

Yaşanan deprem akıllara İTÜ yurtlarının olası bir depreme karşı hazır olup olmadığı sorusunu tekrar getirdi. Öğrenciler yıllardır açıklanmayan karot testlerinin değerlendirme raporlarının açık ve şeffaf biçimde yayınlanmasını talep etti.
İTÜ'de 2025 yılı yemekhane krizi: zamlar, hijyen skandalları ve boykot çağrısı
2025 yılı boyunca İstanbul Teknik Üniversitesi’nde yemekhane hizmetleri, art arda gelen fiyat zamları, hijyen problemleri, tartışmalı şirket değişikliği ve öğrenci boykotlarıyla gündemden düşmedi.
Yemeklerde taş, sinek, bozuk gıda, çiğ kıyma gibi maddelerin bulunması büyük tepki toplarken, bazı öğrencilerde ciddi sağlık problemleri yaşandı. En çarpıcı olaylardan biri, yemekhanede ölü fare bulunmasıydı.

İTÜ yemekhanesi hizmetleri 2023 yılı sonunda özelleştirilmiş ve hizmet Aşşa Grup Yemekçilik San. Tic. A.Ş. adlı firmaya verilmişti. Ancak bu firmayla olan sözleşme 25 Nisan 2025'te sona erdi ve yeni hizmet sağlayıcısı olarak Florya Yemek Tic. A.Ş. ile anlaşma yapıldı. Bu geçiş de yeni bir krizin fitilini ateşledi.
Florya Yemek’in geçmişinde Dicle Üniversitesi’nde yaşanan ve yaklaşık 100 kişinin zehirlenmesiyle sonuçlanan büyük bir vaka bulunuyordu. Ayrıca Manisa’da bir askerin ölümü ile bağlantılı olarak kamuoyuna yansıyan zehirlenme skandalında da aynı firmayla ilişkili Rota Yemekçilik’in adı geçmişti. Bu geçmiş, İTÜ öğrencilerinin ciddi tepkisine yol açtı.
Florya Yemek ile yapılan anlaşmaya tepki gösteren öğrenciler, 5 Mayıs 2025 Pazartesi günü geniş katılımlı bir boykot çağrısı yaptı. 
Boykot günü kampüs içinde yürüyüş düzenlendi, basın açıklamaları yapıldı ve “Yemekhane Boykot Masası” kurularak öğrenciler arasında yiyecek dayanışması sağlandı. Eylemlere çok sayıda öğrenci katıldı ve üniversite yönetiminden şeffaflık, denetim ve öğrenci temsiliyeti talepleri yinelendi.

Gelen tepkiler üzerine İTÜ Rektörlüğü yazılı bir açıklama yaparak, Florya Yemek firmasıyla yapılan anlaşmanın Kamu İhale Kanunu çerçevesinde şeffaf biçimde gerçekleştirildiğini, öğrencilerin taleplerine kulak verileceğini belirtti. Ancak yapılan açıklama, öğrenciler arasında tatmin edici bulunmadı.
İTÜ yurtlarında hırsızlık, temizlik sorunları, ve havalandırma pencereleri,
İTÜ İMKB (Vadi) öğrenci yurdu, KADEV güçlendirme çalışmalarının tamamlanmasının ardından 2025-2026 eğitim öğretim yılı için kapılarını açtı. Güçlendirme çalışmaları sonrası bazı odalarda öğrenci sağlığı hiçe sayılarak standart pencere yerine yönergeye aykırı şekilde yalnızca havalandırma penceresi kullanıldı.
Yurt yönetiminin, güz dönemi bu odalarda kalacak öğrencilerden normal fiyatın altında bir yurt ücreti istediği öğrenildi. Havalandırma pencereli odalar ile ilgili yurt yönetiminin fiyat politikası konuşulurken, inşaat sonrası temizlenmeyen odalara bırakılan eşyaların toz ve kir içinde kalarak kullanılamaz hale gelmesi öğrenciler tarafından sosyal medyada gündeme taşındı.

Bu görüntülerden sonra akla yurt ücretlerine %120'ye varan zam geldi. Çoğu yurt ücretinde, geçen yıla kıyasla yaklaşık %35 oranında artış yapıldı. Bu yıl yapılan zam ile birlikte, en düşük ücretli 3 kişilik kız öğrenci yurdu olan Verda Üründül, aylık 3.300 liraya çıkarken en pahalı yurt olarak da bilinen Gölet Öğrenci Yurtları’nda bazı odalar 13.500 liraya kadar yükseldi. Vadi yurtlarında ise TİP 1 olan odalara %80, TİP 2 olan küçük pencereli odalara ise %120 gibi büyük bir zam yapılması ise öğrenciler tarafından tepkiyle karşılandı.
Hapishane benzeri odalarda otel fiyatına kalmaya razı olmak zorunda kalan öğrencilerin problemleri burada sınırlı kalmadı, yıl boyunca farklı yurtlarda yaşanan hırsızlık olayları öğrencileri tedirgin etti. Vadi Erkek Öğrenci Yurdu'nda kalan bir öğrenci, LinkedIn üzerinden yaptığı paylaşımda kişisel bilgisayarının, kaldığı odadan çalındığını belirtti. Durumu hemen yurt yetkililerine bildirip resmi şikayetlerde bulunmasına rağmen, yurt binasında hiçbir güvenlik kamerasının bulunmaması nedeniyle olayla ilgili bir sonuca ulaşılamadı.
Yaz döneminde öğrenciler farklı bi sorunla karşılaştı. Normal dönemde haftada iki kez yapılan oda temizliğinin yazın azaltıldığı, hatta bazı katların hiç temizlenmediği iddia etti. Ayrıca öğrenciler, ortak mutfak ve çamaşır kurutma odalarındaki eşyalarının kaybolduğunu, bu nedenle hırsızlık şüphesi yaşadıklarını belirtti. Öğrenciler eğitim döneminde de ara sıra aksayan temizlik hizmetlerinden şikayetçiydi. Ancak yazın bu durumun artması ve bazen temizliğin hiç yapılmaması, tepkileri büyüttü. Yurtta kalan öğrenciler, “Güz ve bahar döneminde de aynı ücreti ödüyoruz fakat yaz döneminde yaşam koşullarımız ekstra kötüleşiyor. Hepimiz odaların kirliliğinden oldukça şikayetçiyiz. Yaz döneminde personel izne çıkacaksa, az personelle çalışılacaksa buna göre tedbir alınmalı.” diyerek şikayetlerini yurt müdürlerine iletti. Yurt müdürü ise, “Rektörlük yurtlardan 2 temizlik personeli istediği için eksik personelle çalışıldı. Yaz dönemi olduğu için personel sayısı azaldı. Ağustos ayında 3 temizlik personeli olacak. Bu nedenle bazı katların temizlenmesinde aksaklıklar yaşanıyor.” şeklinde cevap verdi.
Bu yıl aynı zamanda Altan Edige Kız Öğrenci Yurdu’nda bambaşak bir olay yaşandı. İki öğrenci, 15 günlük izin haklarını aştıkları gerekçesiyle yurttan çıkarılmalarına yönelik tebligat aldıklarını açıkladı. Öğrenciler, bu kararın kendilerine daha önce hiçbir uyarı yapılmadan iletilmesine ve akademik dönem devam ederken uygulanmasına tepki gösteriyor. Öğrenciler bir dönemde 15 günlük iznin yetersiz olduğunu aynı zamanda imza saatinin akşam 18.30'dan 20.30’a alınmasıyla birlikte öğrencilerin yurtta uyuyakalıp imza kaçırma ihtimalinin arttığını ve bu durumda hiçbir esneklik tanınmadan yok yazıldıklarını aktardı.

İTÜ 2025 mezuniyeti: Unutulmaz anlar
12 Temmuz 2025 Cumartesi günü, İTÜ 2024-2025 akademik yılını noktalayan Lisans ve Yüksek Lisans Mezuniyet Töreni, hem mezunlar hem de katılımcılar için unutulmaz bir deneyim oldu. Ancak bu tören yalnızca bir kutlama değil, aynı zamanda toplumsal ve siyasi mesajların verildiği, tartışmaların ve protestoların damga vurduğu bir platforma da dönüştü.

Tüm fakültelerin kendi içindeki törenlerinin ardından binlerce öğrenci ve aileleri, akşam saatlerinde İTÜ Stadyumu'na geçti. Mezuniyet töreni sonrası düzenlenen partide ünlü DJ’ler Arman Aydın ve Arem Özgüç, ayrıca yine 2025 İTÜ mezunu olan Manifest grubu üyesi Hilal Yelekçi, geceye damgasını vurdu. Sahne şovları ve havai fişek gösterileri, mezuniyet coşkusunu doruğa çıkardı.
İTÜ Mimarlık Fakültesi birincisinin yaptığı konuşma, törenin en çarpıcı anlarından biri oldu. Yaklaşık 4 dakika süren konuşmada; zorla ve güvencesiz çalışma koşulları, Kanal İstanbul projesi, Filistin’deki zulüm ve 19 Mart 2025 sonrası yaşanan tutuklamalara vurgu yapıldı. Öğrenci, konuşmasını şu cümlelerle bitirdi:
“Bu şiddet ve tutuklamalar varsa ders yok... Kayyumlar gidecek, biz kalacağız!” sözleri, stadyumda büyük alkışlarla karşılandı.

Mezuniyet, öğrenciler için yalnızca bir kutlama değil, aynı zamanda ifade özgürlüğü ve protesto alanı haline geldi. Sabah saatlerinde Mimarlık Fakültesi önünde başlayan protestolar, törende de devam etti. Öğrenciler, atama yoluyla gelen rektör ve dekanlara sırtlarını dönerek tepkilerini gösterdi.

Tören öncesi dikkat çeken bir başka gelişme, Mimarlık Fakültesi'nin ikinci katındaki pencerelerin kollarının okul yönetimi tarafından sökülmesi oldu. Öğrenciler bu duruma sosyal medyada tepki göstererek: “Pankart asılmasından korktukları için pencere kollarını mı söktünüz?” ifadelerini kullandı.
Tören sırasında öğrencilerin hazırladığı pankartlar, stadyum girişinde sansüre uğradı. Öğrencilerin getirdiği “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” gibi pankartların yanı sıra, konuşmalar sırasında "Hak Hukuk Adalet!", "Rektör istifa!" sloganları öne çıktı.
Stadyum tribünlerinde oturan bir kadının, törende yaşanan protestoları önce telefonla arayarak, ardından mesaj atarak eski Başbakan Binali Yıldırım’a şikayet ettiği anlar sosyal medyada gündem oldu. Kadının mesajında:
“Bugün İTÜ'de kep atma vardı, orada rektör ve cumhurbaşkanımız büyük protesto edildi. Onun için aradım. Videoyu aldım ben.” ifadeleri yer aldı.

Bilgisayar ve Bilişim Fakültesi öğrencilerinin sahneye çıkarken taşıdığı “De ki: Namazımı, ibadetlerimi, hayatımı ve ölümümü...” yazılı pankart, törenin en çok konuşulan olaylarından biri oldu. Pankartın önüne geçerek görünürlüğünü engellemeye çalışan kişiler sosyal medyada tepki çekti.
Ertesi gün İTÜ Medya ve İletişim Ofisi bir açıklama yaptı: “...kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’den bir ayet yer aldığı pankartın fizikî müdahaleye uğraması kabul edilemez bir tahammülsüzlüktür.”
Ancak bu açıklama sonrasında sosyal medyada öğrencilerin laik pankartlarına yapılan müdahalelerde aynı hassasiyetin gösterilmediği yönünde eleştiriler yükseldi.
Kendi okulumuzda yabancı gibi: Justin Timberlake konseri İTÜ’yü felç etti
İTÜ, 30 Temmuz’da müzik tarihine geçecek bir etkinliğe ev sahipliği yaptı. Dünya yıldızı Justin Timberlake, Ayazağa Kampüsü’nde sahne aldı. Ancak konserin büyüklüğü, gösteri ve coşkusundan çok, geride bıraktığı kaos, güvenlik zafiyetleri ve öğrencilerin görmezden gelinmesiyle konuşuldu.

Günler öncesinden kampüs, sayısız barikatla kapatıldı; üstelik bu barikatlardan konser alanı yakınında olanlara siyah örtüler gerildi. Bilet almayanların konseri, konser alanının dışında kampüsün herhangi bir yerinden izleyememesi adına gereken her şey yapıldı ki engellenmeye çalışılanlar İTÜ öğrencilerinden başkası değildi. Öğrenciler, sınav haftasının ortasında kendi kampüslerinde hareket edemez hâle geldi. Öğrenci geçişlerinin daraltılması ve kampüs içindeki temel alanlara ulaşımın kısıtlanması, ciddi tepkilere neden oldu.

Konser günü binlerce insan erken saatlerden itibaren kampüse giriş yaptı. Sabah saatlerinde Kimya-Metalurji Fakültesi’ne kadar uzanan uzun kuyruklar oluştu. K9 köpekleri ve bomba imha ekiplerinin detaylı kontrolleriyle güvenlik vurgusu öne çıkarılsa da ilerleyen saatlerde bu titizlikten eser kalmadı.
Öğle saatlerinde, kampüs ana girişine gelenlerin bile kimlik kontrolü yapılmadan alana alındığı görüldü. Konser biletini gösteren herkes içeri girebildi. VIP biletli seyirciler dahi barikatlarda sıkıştı, saatlerce bekledi. Akşam saatlerinde kampüs kapıları neredeyse tamamen açıldı.
Konser 23.00’te sona erdi. Ancak kampüs çıkışları saatler boyunca tıkanma yaşadı. Etkinlik alanı ve çevresi adeta çöplerle dolup taştı. Alkol tüketimi, sosyal medyaya yansıyan görüntülerle tartışma konusu oldu.
Yurtların önünde içki içildiği ve güvenliğin yalnızca izlediği anlar gündeme geldi. Konser sonrasında kampüste yüzlerce insan kaldı. Otoparktaki araçlar saatlerce hareket edemedi.
X platformunda kullanıcılar konser günü ve gecesine dair yüzlerce paylaşım yaptı. Öğrenciler, “Yurtların önünde içki içiliyor.”, “Okulumuz çöplüğe döndü.”, “Güvenlik yoktu.” ifadeleriyle yaşadıklarını dile getirdi.

Bazı öğrenciler, yurda dönerken karşılaştıkları gruplardan korktuklarını, yurt girişinde kontrol olmadığını ve okula ait alanların konser sonrası tamamen sahipsiz kaldığını belirtti.
Yazın denendi, güz döneminde kalıcı oldu: Havuz derslerinde yeni dönem
İTÜ, 2024-2025 Yaz Dönemi'nde ilk kez uyguladığı yeni havuz dersi sistemini bu güz döneminde de resmen yürürlüğe koydu. Başta yalnızca kimya havuz derslerinde denenen bu yeni ölçme-değerlendirme modeli, 2025 Güz dönemiyle birlikte tüm bölümlerdeki havuz derslerine yaygınlaştırıldı.
Yeni uygulama, özellikle ölçme-değerlendirme sistemi ve devamsızlık kriterleriyle dikkat çekiyor.
Yenilenen modelde vize sınavlarının sayısı 2 yerine 1 tane olacak şekilde değişti. Yerine, dönem boyunca toplam 10 adet kısa sınav (quiz) uygulanması kararlaştırıldı. Bu sınavların her biri, haftalık ders işlenişine paralel olarak önceden duyurulmadan yapılabiliyor.
Bunun yanı sıra, sistemin en tartışmalı maddelerinden biri olan %70 devam zorunluluğu da aynen korundu. Yani dönem boyunca toplam ders saatinin en az %70’ine katılmayan öğrencilerin sınavlara girme hakkı olmadan dersten otomatik olarak VF alacağı belirtildi.
İTÜ artık dev bir set: Taşkışla’daki film çekiminde yangın
İTÜ Taşkışla Kampüsü’nde gerçekleştirilen film çekimi sırasında, senaryo gereği hazırlanan sahnede kullanılan patlayıcı maddeler çekim ekibinin dikkatsizliği sonucu Ortabahçe'de alevler yükseldi. Kısa sürede fark edilen yangın, ekiplerin müdahalesiyle kontrol altına alınırken, kampüste kısa süreli bir panik yaşandı. Çekim, hafta sonu kampüste bulunabilecek olan öğrencilere önceden haber verilmeden yapıldığı için, öğrenciler olası bir tehlike altında kalabilirdi. Neyse ki herhangi bir yaralanma yaşanmadı. Olayın ardından, İTÜ kampüslerinin sık sık film ve reklam çekimi gibi etkinliklere ev sahipliği yapması yeniden tartışma konusu oldu.

Ayazağa Yerleşkesi’nde 558 bin m² arazide gecekondu işgali sürüyor
İTÜ'nün Ayazağa Yerleşkesi çevresindeki 90 parselde toplam 558 bin m²’lik alanın uzun yıllardır izinsiz yapılarla işgal edildiği tespit edildi. Sayıştay raporlarına göre bu işgaller üniversitenin mülkiyet hakkına rağmen sürüyor ve tahliye kararları uygulanamıyor. Bölgedeki 1,3 milyon m² alanın 1996 yılında Teknopark projesi için tahsis edildiği, ancak 3 adada işgalin hâlen sürdüğü belirtiliyor.Sayıştay, üniversitenin bazı parseller için dava açtığını ve izinsiz kullanım bedellerinin belirlendiğini belirtse de, tahliye sürecinin yerel yönetimlerden destek alınamadığı için ilerlemediğini aktarıyor. Bazı bölgeler "riskli alan" ilan edilse de kullanım fiilen engellenemiyor. Raporda, mülkiyetin hâlen üniversitede olmasına rağmen alanın kamu idaresi açısından çözümsüz kaldığı vurgulanıyor.

Yeni kampüs ve binalar
Yabancı Diller Yüksekokulu
Yabancı Diller Yüksekokulu, 2025–2026 akademik yılı itibarıyla Maçka Kampüsü'nden Maslak Kampüsü’ne tamamen taşındı. Artık İngilizce hazırlık programı dersleri ile ING100 dersleri bu binada yürütülüyor.
Kilyos test ve çalışma alanı
Hasan Mandal bir Instagram gönderisinde proje takımları için Kilyos'a yapılması planlanan ortak test ve çalışma alanından bahsetti. İTÜ’deki proje takımlarına destek olmak amacıyla tasarlanan kampüsün çeşitli akademik araştırmalara da destek verebileceği öngörülüyor.

Hayatını kaybeden İTÜ’lüleri saygıyla anıyoruz
2025 yılı içerisinde İTÜ camiası birçok kıymetli üyesini kaybetti. Öğrencilerden mezunlara, öğretim üyelerinden teknik ve idari personele kadar çok sayıda İTÜ’lü, ardında derin izler bırakarak aramızdan ayrıldı.
Aramızdan ayrılan İTÜ’lüler:
- İTÜ Müzik Anabilim Dalı Müzik Tezli Yüksek Lisans Programı öğrencisi Deniz Ünsal
- İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservertuarı öğretim görevlisi Cumhur Sevinç
- Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği mezunu Murat Mediçeler
- Kimya Metalurji Fakültesi teknik personeli Hasan Hüseyin Sezer
- İnşaat Fakültesi mezunu Prof. Dr. Muzaffer İpek
- Ünlü sanatçı ve İTÜ mezunu Volkan Konak
- Türk Halk Oyunları Bölümü kurucusu Fikret Değerli
- Makina Fakültesi emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Ali Taner Derbentli
- İTÜ Konservatuvarı öğrencisi Halil Özçelik
- İdari ve Mali İşler Daire Başkanlığı personeli Levent Taçkın
- Jeoloji Mühendisliği Bölümü 2. sınıf öğrencisi Hussein Mohammed ABBAS
- Yabancı Diller Yüksekokulu öğretim görevlisi Nefise Esinç Demirkapu
- 1951 yılı Makina Fakültesi mezunu Yüksek Mühendis Abdülkerim Doğru
- Gemi ve Deniz Teknolojisi Mühendisliği bölümü öğrencisi Sıla Ahsen Tuluk
- İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı kurucularından Niyazi Sayın
- Mimarlık Fakültesi mezunu, müzisyen ve oyuncu Arif Erkin Güzelbeyoğlu
- Jeoloji Mühendisliği doktora öğrencisi Reyhan Saral
- Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği 1. sınıf öğrencisi Muhammed Kaan
- Elektrik - Elektronik Fakültesi emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Tahsin Saya
- Petrol ve Doğalgaz Mühendisliği öğrencisi Kemal Usta
- 2004 Malzeme ve Metalurji Mühendisliği mezunu Kıvanç Güngör, eşi Burcu Filiz Güngör ve çocukları Pelin ile Kerem Güngör
- Makina Fakültesi mezunu yüksek mühendis Ahmet Anuştekin Tokgöz
- İnşaat Yüksek Mühendisi Hasan Abat
- Mezun ve emekli personel Şükriye Sevin Ciga
- Meteoroloji Mühendisliği bölümü mezunu Abdurrahman Teken
- 1996 Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği mezunu Prof. Dr. Umut Gürsoy
- Tekstil Mühendisliği mezunu Buse Becerenel
- Yüksek Mühendis Mimar Lemi Varnalı
- Mimarlık Fakültesi eski dekanı Prof. Dr. Orhan Hacıhasanoğlu
- Yüksek İnşaat Mühendisi Mehmet Sadullah Karadenizli
- İnşaat Fakültesi mezunu, eski siyasetçi Cahit Karakaş
- Elektrik-Elektronik Fakültesi eski dekanı Prof. Dr. Ahmet Dervişoğlu
Hayatını kaybeden tüm İTÜ’lüleri rahmetle anıyor, ailelerine ve sevenlerine başsağlığı diliyoruz.
